Bir Kapitalizm Hikayesi
Bazılarımız kapitalizmin özünde tüketim olduğunu söylerler. Doğru. Tüketeceksin ve servet sahiplerin birikimlerini çoğaltacaksın. Alttaki olarak sen harcayacaksın, üstteki olarak sen toplayacaksın.
Bazılarımız kapitalizmin özünde tüketim olduğunu söylerler. Doğru. Tüketeceksin ve servet sahiplerin birikimlerini çoğaltacaksın. Alttaki olarak sen harcayacaksın, üstteki olarak sen toplayacaksın.
Sinderalla kendi içindeki güzelliğiyle ortaya çıktı; bizler ise kendi içimizdeki bilgisizliğimizle ortaya çıktık. İlk başlarda bu bize oyun gibi geldi. Eline oyuncak verilen çocuk gibi şendik. Oyuncağımızı evirdik; çevirdik; duvarlara vurduk.
Yeni Medya’da yerimizi aldıktan sonra habercilik anlayışıyla paylaşımlarda bulunarak sanal çevremizin büyümesini büyük bir keyif alarak ekranımızın karşısında izler olduk. Sokak muhabbetimizi internet ortamına taşıyarak çok daha sıkı bağlar kurduk.
Bilginin doğruluğu ya da eksik oluşu önemini yitirmiştir. Önemli olan kişinin egosu, benim egom. Alacağım beğeniler ve yeni paylaşımlar ile daha çok kişiye ulaşmayı hedeflemek bilginin kendisinden öne çıkmaktadır.
Bu yazdıklarım sizlere çok abartılı gelebilir ama bence sorunun izahatı için yetersiz birkaç cümleden başka bir şey değildir.
Alimin konuştuğu yerde susan bir anlayıştan, büyüklerin yanında konuşmaktan haya eden kültürü haiz olan bizler değiştik ve tek bilen kişinin kendimiz olduğunu anladık.
Eskiye dair ne varsa bugün değişen şekillerle onları yaşıyoruz. Sosyal medya facebook, twitter projesi değildir. Onların olamayacak kadar büyük bir projenin sadece küçük bir parçasının tezahürünü görüyoruz eskinin olan projesinden.
Steve Jobs bizlere bilgisayarları cep telefonu boyutuna getirdi, Siri ile tanıştırdı. Elon Musk ise bizlere uçan arabaları verebilir. Tesla’yı uzaya göndermesinin sebebi insanlığın hayalinin bitmeyeceğinin bir çeşit nişanesidir.
Hedeflerine ulaşmaları için iş imkanları yaratıldı. Üretim yapabilmeleri için serbest piyasayı oluşturdular. Hayallerine kavuşmaları için de para piyasaya sürüldü. Bizden tek istenen şey ise çalışmak. Çalış ve kazan. Kazan ve mutlu ol.
Sosyal medyada söylenen her söz gibi kendisinin de söylediği bu sözü çok anlamlı buldum.
İster istemez de merak ediyorum, orta dünyada yaşayan insanların bulmuş oldukları bu azıcık zamanlarını nasıl değerlendirmeli ya da değerlendirmeli mi?
Ben bile işe giderken yolda, karşımda, yanımda egemen kadınları görüyorum. Henüz amazonlaşmadılar ama yakındır. Henüz anaçlıklarını kaybetmediler ama o da yakındır.
Tüm güzel işlerin basitlikte saklı olduğunu biliyorum. Satırlarca anlatılmaya çalışan bir olayı anlamak için bazen bir iki kelime yeter de artar bile. Bununla övünç duyuyor ama etraf açısından göze çarpan bir şeyler olmuyor.
Zamanla etkilendiğimiz kişinin tahakkümü altına girer ve onun sözü bizim söz olur. Hayatı hayatımız, aşkı aşkımız olduğu gibi bakmışız onun için ölüme atılmışız. Kendimizi ve yaşadığımız toplumu seçtiğimiz örnek kişiliğe göre dizayn eder ya da oluştururuz
İstanbul’dan beklediğim güzel sahneleri İstanbul’un kızlarından ve hayatlarında görmekteyiz. Bir kokteylde sahne alan güzel bir kıza eşlik eden kahramanımız izleyicilere eşsiz görüntüler sunmakta.