Örgütlenme İnfaza Dairdir, Usule-Esasa Değil

Kültür ve eğitim-öğretim örgütlenmesi konuşuluyor Türkiye’de 1970’lerden itibaren. Örgütlenmesi yoksa bu mevzularda memleketin diyorlar, cemiyetin müesseseleri arasında hiçbir ahenk hasıl edilemeyecekmiş. Bu tekdir uyarınca kurulmuştur mesela Kültür Bakan

Tedebbür meselelerinin teferruatına boğunca insan “kendi”yi, kendini aidiyet, mensubiyet ve mevcudiyet minvallerinden kendi eliyle koparır da haberi olmaz. Ve hiçbir refah-sürur mevkiine nail olamadan ama ancak yazıklanma içinde, hayıflanma içinde ömrünü neslini zayi eder gider.

Kültür ve eğitim-öğretim örgütlenmesi konuşuluyor Türkiye’de 1970’lerden itibaren. Örgütlenmesi yoksa bu mevzularda memleketin diyorlar, cemiyetin müesseseleri arasında hiçbir ahenk hasıl edilemeyecekmiş. Bu tekdir uyarınca kurulmuştur mesela Kültür Bakanlığı. Daha sonra Turizm eklendi o örgüte. Bi’ara ayrı ayrı örgütlü(!) kılındılar ikisi. Sonra bi’daha birleştirildiler. Örgütlenip örgütlenip gidiyoruz bir yere ama o yer nere meçhul. Güya ahenk hasıl etmek için örgütlülük şartına binaen yapılanlar halimizi halvetimizi keçeleştirmekten, karmakarışık etmekten, ayakların başa başların ayağa develanından başka sonuç vermedi oysa. Vermeyecekti zaten.

Millici’yiz diyenlerin, Cumhuriyetçi’yiz diyenlerin, Toplumcu’yuz-Halkçı’yız diyenlerin elinde kıymetleri-kuvvetleri çarçur edilegeldi memleketin anlayacağınız. Mukaddimunuyla hiç alakaları bulunmaksızın müşarün ileyhin say ü amellerinin neticeleri kayda geçmiş iken yazıyoruz bunları. N’apalım dünyaya işbu vakitte düştük. İş işten geçmiş… hatta daha betere batırılmakta, yapacak bi’şey yok diyemeyiz lakin. Daha iyisini siz yapın madem diyenler çıkar ümidiyle söyleşeceğiz muhakkak.

Tabiat-insan ve insan-insan ilişkisini çelişkiyle tevil etmekten başka türlü kafası çalışmayan sözde millici, sözde cumhuriyetçi, sözde halkçı mezkur müdbir ve müdir zevatın analitikçileri yaşanmakta olan nedret ve buhranı, inhitatı “teknik ibda ve imal etmeyişimize” hamlediyorlar. İthalciliğimize talik ediyorlar. İthalcilikten başka yol da öneremiyorlar fakat. Tabiat-insan çekişmesinden bina-inşa olası teknikleri ve ayrıca insan-insan çekişmesinden neşet ideleri-ülküleri telif etmeyince siz o yerde ne kültürü ne de eğitim-öğretimi bir sisteme bindirebilirsiniz… dahası o yetkinsizliğin-yetersizliğin marazları tek tek her insanınıza yansır diyorlar.

İsabetli teşhisler gibi geliyor ve akla yatkın buluyorsanız bu tetkik ve tenkidi işimiz var sizinle, daha doğrusu işimiz sizinle…

Fahrımızdan saydığımız geçmiş serencamımızdan hangi icraatı, faaliyeti, teşekkülatı örnek getirseniz göreceksiniz ki onların çoğu “sonradan öğrenerek yaptıklarımızdandır”. Değil mi? Taştan bina yapmayı kendimiz mi icat etmiştik! Yazı, divit, cilt, ipek, nakış, gemi, bağ-bahçe, ecza, tababet, tedrisat… hep kendimizden menkul idi sanki! Bunları ithal ve tedris ederken niye yaşamadık şu günlerin yeniceleri karşısındaki düşkünlüğü, beceriksizliği diye sormak akla gelmez mi!

İşi layıkıyla yapmanın, işi layığına yaptırmanın icaplarıyla bağlantını koparmış ve sorumsuzların işbaşı etmesine meydan açmışsan… yani zübüklüğe yol vermişsen aklına gelmez tabi. Zübüğün zübüğü olup çıkmışsındır git gide çünkü. Sorumsuzluğun kanıksandığı, sorumluluğun yadırgandığı bir yer olup çıkmışsa memleket, boşu boşuna durduğu yerde değil elbet. Netice mevcut manzaradan başka zuhur etmeyecek. Zira örgütlülük icaplarına başlangıç makamını ikram etmektesin. Örgütü iş husule getirir, örgüt iş üretmez. Örgütü doğuran iştir, faraziye değil.

Mezkur analitikçiler, teknoloi-ideoloji dengesini başarmaya çalışmalıdır diyorlar. Bu başarıldığı nisbette kültürel örgütlenme başarılmıştır onlara göre. Ve ayrıca o denge bireye aktarılabilinmekteyse eğitim-öğretim örgütlenmesi başarılmış demek olurmuş. Lafın kavuzuna ne denir? Hiç. Nutku tutulur insanın. Ama etkin ve yetkin mevkidekilerin hepsi o kafada ise susup geçmek vebali paylaşmaktır, Allah korusun.

Birbirini mübarezeye ve tenakuza çekiştirmeyi maddi ve manevi kuvvetlerin hem tuluuna hem vücuduna şart koşanların teavün ve tedahül yolundan millet olmuş insanlara yollarını şaşırtmaktan başka ne tesiri olacaktı sanki. (06 Eylül 2018)

Yazarın Diğer Yazıları

Döndürülen Dolaplar Ve Dolaplara Doluşanlar

Şehir, Yönetimin Konusu Değil Yönetenin Ta Kendisidir

Aday Seçilen

Murat - Mürted - Mir'at

Para Nedir?

Siz Yazmış Olun