Sokak Adaleti Lazım

Herkesin savunması hazır: Politikacı "vatandaşım için böyle kanun hazırladım" diyor. Hâkim ve savcılar "kanun böyle, elimizden birşey gelmiyor" diyor. Polis "ben yakaladım ama mahkeme serbest bıraktı" diyor.

Son haftalarda ilgimi en fazla çeken üç dizi film var. Birincisi, Avustralya yapımı Mr. Inbetween; diğeri ABD'li ünlü çizgi roman ve film şirketi Marvel'in kahramanı olan Mr. Punisher yani Cezalandırıcı... İkisinin ortak özelliği, senelerdir hayalini kurduğum ve bir roman kahramanı olarak benzerini hatta biraz daha sert karakterlisini yazmak istediğim "acımasız, laga luga yapmadan bam bam düşmanını indiren, geberteceği kötüler için bir tomar laf konuşup da izah etmek mecburiyetinde olmayan" kişiler.

Mr. Inbetween

Mr. Punisher Cezalandırıcı

Üçüncüsü de bu sene beşinci sezonu yayımlanan favori polisiye dizi filmim Chicago PD. Chicago PD dizisinde, diğer iki seride olduğu gibi sıradışı cezalandırıcılar değil ama adaletin tesis edilmesi için her türlü imkânı kullanan bir dedektif ekibi var. İşte Chicago PD'nin 11. bölümünün başlangıcında bir konuşma yapan Emniyet Müdürü Brian Kelton "suçluları kayırmanın, kanunlara uyan ve hiç suç işlememiş vatandaşlara bir faydası olmaz" diyor. Ne kadar doğru bir söz.

Chicago PD

Suçluları kayırmak, sadece işledikleri cürümü hasıraltı yaparak hakkında dosya düzenlememek değildir. Suçluları kayırmak, rüşvet alarak onlara yol açmak da değildir. Suçluları kayırmak, mafya ile polis teşkilatından bazılarının ortak menfaat şebekeleri kurarak iş çevirmeleri de değildir. Suçluları kayırmak, polisin binbir zahmet ve güçlükle yakaladığı zanlıları adliyede savcılık veya duruşmada hâkim tarafından serbest bırakılmasıdır. Hani şu savcı ve hâkimlerin "kanunlar böyle, elimizden birşey gelmiyor" diyerek adaletsizlik dağıttıkları mahkemelerdeki "yasal rüşvet" meselesinden bahsediyorum. Politikacıların "vatandaşı korumak" adına suç işlemeyen masum insanlara karşı, pek çok cürüm işlemiş zanlıların serbest kalması için yaptıkları "iğrenç, rezil, adil olmayan kanunlardan" bahsediyorum.

Herkesin savunması hazır: Politikacı "vatandaşım için böyle kanun hazırladım" diyor. Hâkim ve savcılar "kanun böyle, elimizden birşey gelmiyor" diyor. Polis "ben yakaladım ama mahkeme serbest bıraktı" diyor. Hayatı boyunca suç işlememiş olan benim gibi zavallılar da kendimizi enayi olarak görüyoruz. Suça bulaşmamış insanlar kendilerini niye enayi olarak hissediyorlar? Çünkü elin adamı, suçu işliyor, sonra da ya hiç ceza almıyor veya ödül mahiyetinde göstermelik bir cezayla kurtuluyor. Sonra da "niçin memlekette suç işleme oranları sürekli yükseliyor, her türlü suç işleme yaşı da sür'atle düşüyor" diye boş yere konuşuluyor. Sebep ortada. Suçlu cezasını çekmiyor. Katil öldürdüğüyle, hırsız çaldığıyla, dolandırıcı kandırdığıyla, rüşvetçi yediğiyle, aslî kusurlu da yaptığıyla kalıyor. Olan sade ve canı yanmış vatandaşa oluyor.

ABD'de pek yaygın olan "halk kahramanı, efsane karakterler" ülkemizde şimdilik yok. Fakat yakın zamanda bizim de masum insanları koruyan, suçluları mahkemeye çıkarmadan cezalandıran kişilere ve teşkilatlara ihtiyacımız olacağını söylüyorum. Her gün haberlerde rastladığımız olaylardan örnek verecek olursam: Silahlı soygundan yakalanan bir şahıs, hırsızlıktan dolayı 50 - 60 tane sabıkası olmasına rağmen adliyede serbest bırakılıyor. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır, bu nasıl bir izandır, bu nasıl bir insafsızlıktır? Çözemiyorum.

Başka bir örnek vereyim: 120 promil alkollü sürücü, aşırı sür'atle otobüs durağındaki insanların arasına dalıyor, 5 ölü, 10 ağır yaralı. Bir hafta gözaltında kalan sarhoş şoför, çıkarıldığı ilk mahkemede "adlî kontrol şartıyla" serbest bırakılıyor. Acaba o ölenlerden biri, bu kararı veren hâkimin çocuğu olsa, o hâkim yine aynı kararı verir mi?

Ben genç olsam, maddi gücüm elverse, filmlerdeki gibi bir "punisher" olmak için elimden gelen herşeyi yapardım. Adaletsizliğin kolgezdiği bu memlekette, kaldırım adaletini sağlayacak "ciddi bir müesseseye" ihtiyaç var. Kanunların caydırıcı müeyyidesi (uydurma Türkçeyle "yaptırım gücü") olmadığı için, insanlarımız adaleti kendi elleriyle sağlamadıkları için, şu anda memleketi idare eden politikacılarımız çok şanslılar.