Yeni Başlayanlar İçin İhanet Oyunları

Film ilerledikçe, Michael’ın ifadelerinden anlıyoruz ki, “Petrol Karşılığı Gıda” programı Irak’ın içine BM tarafından sokulmuş bir Amerikan Hançeri’dir ve ortada çeşitli politik dolaplar dönmektedir.

Michael Soussan’ın BM’deki diplomatik hayatındaki yaşadıklarından yola çıkılarak yazdığı kitaptan uyarlanarak çekilen “Backstabbing for Beginners” filmi 2003 yılının Eylül ayında, New York şehrindeki The Wall Street Gazetesi’nin bulunduğu caddede başlıyor ve (filmdeki ismiyle) başrol karakterimiz Michael Sullivan gazete binasına giriyor. Filmin orijinal isminin Türkçe karşılığı “Yeni Başlayanlar İçin Sırtından Bıçaklama” anlamına gelse de, memleketimizde bu film yine saçma sapan şekilde “Komplo” ismiyle vizyona girecek.

Filmin jeneriği bittikten sonra, dönüyoruz Ekim 2002 tarihine ve Birleşmiş Milletler binasına gidiyoruz. Hani şu güya yeryüzündeki bütün devletlerin temsil edildiği söylenen New York’daki BM merkezine… Michael Sullivan, diplomat olmak isteyen idealist bir genç olarak insanların faydasına olan güzel işler yapmak arzusundadır. Michael’in babası 1983’deki Beyrut saldırısında ölmüştür ve çalıştığı işten memnun olmayarak BM’de vazife almak üzere iş müracaatında bulunmuştur. Başvurusu kabul edilen Michael, BM’de Irak’a yönelik yürütülen “Petrol Karşılığı Gıda” adlı insanî programın başındaki adam olan Costa –Pasha- Passaris’in (gerçekteki ismi Benon Sevan) özel yardımcısı olarak işe başlar. Bu insanî programın hedefi, güya, Irak’daki petrol satışlarını idare edip, elde edilen kârla ihtiyaç maddelerini temin etmek ve ülkedeki sıkıntıların hafifletilmesidir. Program, birinci Körfez Savaşı sonrasında devlet başkanı Saddam Hüseyin’i cezalandırmak maksadıyla, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 986 sayılı kararıyla 1995 senesinde başlatılmıştır.

Fakat film ilerledikçe, Michael’ın ifadelerinden anlıyoruz ki, “Petrol Karşılığı Gıda” programı Irak’ın içine BM tarafından sokulmuş bir Amerikan Hançeri’dir ve ortada çeşitli politik dolaplar dönmektedir. Akşam evine dönerken Michael’ın yanına bir FBI ajanı yaklaşır ve kendisine casusluk teklif eder. Çünkü ABD istihbaratı da programın başındaki Pasha’dan şüphelenmektedir. Vaziyet kuşku duyulmayacak gibi değildir, sebebi de programın yıllık harcaması 10 milyar ABD Doları’dır. Bu rakam da, BM’nin diğer bütün programlarının toplam bütçesinin tam 5 mislidir. Programın işleyişi de gayet basitti: Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra Saddam Hüseyin’e uygulanan ambargo dolayısıyla Irak ekonomisi batmıştı. İlaç ve temel gıda sıkıntısı yüzünden halk açlık ve hastalıktan kırılıyordu. Güya bu programdan ötürü hem Irak halkının yiyecek ihtiyacı karşılanacak hem de Saddam’ın (olmayan) kitle imha silahlarını geliştirmesi engellenecekti. Irak petrolü, BM gözetiminde rayiç fiyattan dünya piyasalarına satılıyor ve alınan paraya da (BM kılıfı altında) ABD tarafından el konuluyordu. Michael’in ifadesiyle “tezgâh, kitabına uygun olarak” kurulmuştu.

Bu satıra kadar okuduklarınız, filmin başında seyirciye anlatılıyor. Olan hadiseler ne ise, filmin girişinde bu şekilde özetleniyor. Sonrasında da emperyalist devletlerin ve şirketlerin hakiki yüzünü görmeye başlıyoruz:

Madde 1 – Diplomasinin ilk kuralı: Gerçeğin bir önemi yoktur. Önemli olan komployu ve tezgâhı kuranların düşünceleri ve yaptıklarıdır. Gerisi boştur.

Madde 2 – Sus ve konuşma: Bildiklerini kendine sakla. Bir gün lazım olduğunda konuşursun.

“Gıda Karşılığı Petrol” programının başındaki idareci Pasha (Benon Sevan), Irak’daki BM dolayısıyla da Amerikan varlığının devamı için bütün istatistikleri değiştirir, herşeyi olumlu ve yolunda gösterir. Hâlbuki gerçek farklıdır. Saddam, halkının ihtiyaçlarını karşılayan bir liderdir (filmdeki ifade aynen bu) fakat bütün dünyaya basın-yayın vasıtaları yoluyla tam tersi anlatılarak, Irak’ı işgal etmek için zemin hazırlanmaktadır. BM programı aracılığıyla Irak’a yollanan ilaçlarının tamamının son kullanma tarihi geçmiş, yiyecekler bozulmuştur. Buna rağmen sanki herşey çok iyiymiş gibi, bu bozuk gıda ve ilaçlar bir de karaborsaya düşmektedir. Ancak bu durum BM görevlilerinin umurunda bile değildir. Mühim olan, emperyalistlerin Truva Atı olarak Irak’da bulunmasıdır.

Birleşmiş Milletler’in Bağdat’daki Fransız müdiresi Christina Dupre herşeyin yalan olduğunun farkındadır ve programın başındaki Pasha’yı (Benon Sevan) tehdit etmektedir. Dupre tek istediği vardır: Sağlıklı yiyecekler ve sağlam ilaçlar… Fakat bayan Dupre’nin gerçekleri ortaya dökmesinden korkan Pasha bir tuzak hazırlar: Dupre’yi ortadan kaldıracaktır.

Programın Güney Kıbrıslı Rum yöneticisi Costa –Pasha- Passaris (gerçekte Ermeni asıllı Kıbrıs Rum’u Benon Sevan) Bağdat’daki durumu yardımcısı Michael’e şöyle özetler:

  1. Şımarık Bush (George W. Bush) “Saddam, babama hakaret etti” diyor. Amerikalı muhafazakârlar da, demokrasi Irak’da çiçek gibi açacak sanıyorlar.
  2. Rusya başkanı Putin istiyor ki, oğul Bush çuvallasın.
  3. Çin ise yeni pazarlara girmek istiyor. Irak da iyi bir pazar…
  4. Irak’da olanlar Avrupalıların umurunda bile değil.
  5. Petrol şirketleri de “ambargo bitsin, Irak’ı dilediğimiz gibi sömürebilelim” istiyorlar.

Filmin 31. dakikasına geldiğimizde herşey önümüze daha net şekilde seriliyor ve sahneye ABD ile İsrail’in en önemli müttefiki olan Kürtler çıkıyor:

  1. Kuzey Irak’da yaşayan Kürtler, BM üzerinden ABD’nin Irak’ı vurması için en büyük koz haline geliyorlar.
  2. Kürdistan’ın Irak içinde ABD’nin korumasında “ayrı bir devlet olduğu” üstüne basarak vurgulanıyor.
  3. Kürtler’in Irak devletine olan ihanetleri sıralanarak, buna rağmen Saddam’ın ülkesinin güvenliği için yaptığı bütün askerî operasyonlar olduğundan yüz (100) kat daha kötü gösterilerek, müthiş bir algı operasyonu yapıldığı anlatılıyor.

Enteresan olan şu ki; bu dakikaya kadar hadiseler objektif olarak yaklaşan Michael, bir Kürt kızına vurulunca ve daha sonra da onunla yatağa girince (Kürt kızı rolünde de Hakkârili meşhur Yılmaz Erdoğan’ın karısı Belçim Bilgin Erdoğan var) anlattığı herşey objektifliğini kaybediyor. Hatta bu konuda Pasha (Benon Sevan), argo deyimler kullanacak kadar sert ifadelerle Michael’i ikaz ediyor fakat kadın yüzünden gözü dönmüş olan genç diplomat kimseyi dinlemiyor.

Kürt kızı Nashim (Belçim), Michael’a “Irak ordusunun ırkdaşlarına saldırmasının tek sebebinin Kürt olmaları olduğunu” söylüyor. Mustafa Barzani’den itibaren Kürtlerin içinde yaşadıkları Irak devletine yaptıkları ihanetlerden tek kelime bile bahsetmiyor.

Ve filmin ortasına geldiğimizde “büyük oyun” başlıyor:

Önce Bağdat’daki BM müdürü Christina Dupre, New York’daki idareci Costa Passaris tarafından tertiplenen bir hileyle alaşağı edilecektir. Adaletsizliğe karşı çıkan Fransız Dupre’yi nasıl yok edeceklerini Michael’a anlatan Costa Pasha şöyle der: “Diplomasi, başarıya giden yolda önüne çıkan engelleri ortadan kaldırmaktır.” Batılı devlet adamlarının Roma İmparatorluğu döneminden beri bu kaideyi tatbik ettikleri düşünülecek olursa, bize hiç yabancı gelmiyor.

İkinci olarak, güya BM TIR’larıyla silah taşıyan Saddam rejiminin fotoğrafları ortaya çıkarılır ve medya vasıtasıyla dünya kamuoyu etki altına alınır.

Üçüncü olarak, Michael’a (dolayısıyla seyircilere) yüzlerce mezar taşının olduğu bir kabristan gösterilir ve buradaki ölülerin tamamının Saddam rejimince katledilen Kürtler olduğu söylenir. Mezartaşlarının üzerinde ne yazdığını anlamayan Michael, kendisine gösterilene inanır.

Dördüncü olarak, Saddam rejiminin adamları olduğu söylenen kişilerin başrolde olduğu bir “tiyatro” gösterisi düzenlenir. Bu yol kesme gösterisi esnasında, Michael’a “Kürtlerin nasıl öldürüldüğü” teorisi ispatlanmaya çalışılır.

Irak’da bunlar olurken, oğul Bush ve İngiltere başbakanı Tony Blair de basın mensuplarına açıklamalar yapmaktadırlar. Bütün bunlar “işgal için gereken sebepler” oyununun bir parçasıdır. “Koalisyon Birliği” adını alacak olan emperyalist devletler tek müttefiki de Kürtler’dir. Tıpkı bugün Suriye’de olduğu gibi…

Belçim’in canlandırdığı provokatif ajan Kürt kadını Nashim’in Michael ile sevgili olması, gerçeklerin peşinde koşan genç diplomatın aklını alt üst ederek, Irak üstüne oynanan korkunç oyunda pek çok şeyi mahvetmiştir. Michael, birçok konuda kendisine yalanlar söyleyen Costa’yı (Benon Sevan) sadece bu kadın hususunda dinlemiş olsa, Irak’daki binlerce insanın hayatını kurtarmış olacaktır ama iş işten geçtikten sonra herşeyi anlayacaktır.

Irak’ı işgal etmek için harekete geçen ABD ve müttefiklerinin saldırı gerekçesini son büyük yalancı George W. Bush televizyondan şu sözlerle anlatır: “Koalisyon güçleri, Iraklıların özgürlüğü için, dünyayı büyük bir tehlikeden kurtarmak ve Irak’ı etkisiz hale getirmek için askerî operasyona başladılar.”

Sonrasında Irak’ın nasıl “özgür” olduğu ve dünya nasıl “büyük bir tehlikeden” kurtuldu, hep birlikte seyrettik.

Toplam bütçesi 64 milyar ABD Doları olan “Petrol Karşılığı Gıda” programının baş yöneticisi Costa Passaris/Benon Sevan (Ben Kingsley canlandırıyor) foyası meydana çıktığında bile Michael’ı kandırmak için aynı sihirli cümleyi kurar: “Dünyayı birlikte kurtarabiliriz, sen ve ben.” Michael bu sözlere inanmayıp, görevden alınmasını sağladıktan sonra da Costa/Benon Sevan Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne kaçar. Güney Kıbrıs ile ABD arasında “suçlu alışverişi olmadığı” için de Sevan’a kimse karışmaz.

ABD ordusunun Bağdat’ı ele geçirmesinin ardından, Batılı emperyalistlerin en sadık müttefikleri Celal Talabani ve Mesut Barzani başkentte boy gösterirler. Talabani Irak’a cumhurbaşkanı yapılırken, kuzeydeki “devletçiğin” idaresi de Barzani’ye bırakılarak ikisi de mükâfatlandırılırlar.

İşte size yönetmenliğini Per Fly’ın yaptığı, başrollerinde Theo James, Ben Kingsley, Belçim Erdoğan ve Jacqueline Bisset’in olduğu, ABD ve Danimarka ortak yapımı  “Backstabbing for Beginners” son yılların en ufuk açıcı filmi.

İşin tuhafı emperyalistlerin çevirdiği bütün dolaplar, kurdukları bütün tuzaklar, atılan bütün bombalar hep halkı Müslüman olan ülkelere denk geliyor. Uzakdoğu’dan Avrupa’ya kadar bütün işgal hareketleri de İslam coğrafyasında yaşanıyor. Fakat Amerikan halkını ve ekonomisini ayakta tutan trilyonlarca petro-dolar ABD bankalarına akmakta… Teorik olarak bu servetin sahibi Arap Devletleri, pratikte ise ABD. 

Son bir not: Bu yazıyı yazarken, “Mesut Barzani, Trump’ın özel temsilcisi Brett McGurk ile Erbil’in Salahaddin kasabasındaki konutunda görüştü” haberine rast geldim. Tarih, 2018 senesinin ağustos ayı. Yukarıda anlattığım filmde yaşanan olayların üstünden 16 yıl geçmiş ama Kürtlerin yaşayan son temsilcisi Barzani halen Amerikalıların emirleri doğrultusunda hareket etmeye devam ediyor.