Akıl haritalarını yenilemek

Bunun için de, vertikal/lateral hibrid düşünme yetkinliğini kazanmalıyız.

Geçtiğimiz on yılda, bilgi toplumu, eDönüşüm gibi konuları

analitik-indirgemeci bir akılla ele aldık. Görevi;

doğrusal,
sıralı,
ardışık ve
kategorik algıladık;

unsurlarına ayırdık,
ayrıntılarını analiz ettik,
parçalarına odaklandık,
detayları sabitleyip,
mükemmelleştirip,
kurallara bağlayarak uyguladık.

Şimdi hayatın;
kaotik, bütünleşik parçalarını,
içiçe bağlamlarını
sentezlemek zorundayız.

Akıllı sistemlere (!) bel bağlamak olmaz;
görev aklı/zekası geliştirmiş akıllı örgütler (kurumlar, devlet teşkilatı, belediye, STK, v.d.) olur!

Resmin bütününden kopmamak için,
kategorilere odaklanmanın körlüğünü aşmalıyız.
Hayatın her anında ve alanında;

değişken,
esnek,
geçici bilgiyi yakalamalıyız!

Bunun için de, vertikal/lateral hibrid düşünme yetkinliğini kazanmalıyız.

Bilgelik, iki uca da aynı anda dokunmaktır!

Vertikal düşünmek ve azalarak dikey/entegral büyümek, yoğunlaşmak...
Lateral düşünmek ve küçülerek yatay/yanal büyümek, yaygınlaşmak…

Eskimiş Doğrular Pazarı

Vertikal/analitik/rasyonel düşünce bizi
doğru işi, doğru zamanda, doğru şekilde yapmak gerektiğine koşullandırır;

fakat, iş yapmak;

bazen yanlışlar’dan sakınmayla ilgilidir,
bazen de doğrular’ı yapmakla...

Ne yazık ki ne zaman hangisi geçerli hiçbir zaman bilemeyeceğiz…

Aslında ikisi de aynı anda geçerli: “Schrödinger’in Kedisi” meselesi yani…

Farklılaşma ve markalaşma gibi mistifikasyonları
paradigmik bir değerlendirmeye tabi tutmalıyız...

Gözlemim odur ki, dünyayı küreselleştirenlerin patent tescilleri, "entry barriere" anlamında... yoksa her yıl yüzbinlerce patent tescili hangi ürüne yansıyabilir ki...
eğer doğrusu buysa zaten onlarla kimse aşık atamaz...

katma-değerli üretim paradigmasını gözden geçirmek, değiştirmek lazım...
küresellere karşı küreyel, bölgesel kontrol sanki "kuvveden fiile" bir fırsat barındırıyor...