CEHL ÜÇLEMESİ

Ebu Cehil, İbn-i Cehil, Hace-yi Cehil

Hepimiz dünyada bir tür cehl ehli olarak yaşamaktayız. Kimimiz cehlin yahut cahilin çocuklarıyız. Kimimiz onun yahut o emsallerin ebeveyninden biriyiz. Kimimiz oraya yahut onlara hocayız. Mücehhilin zevattan biri iken kimi zaman her birimiz ya ibn-i cehil ya ebu cehil ya hace-yi cehl olduk. Aynı hesap bazımız o anda hem ebu cehil hem ibn-i cehil olduk yahut hem ebu cehil hem hace-i cehil olduk.

Cehl bilmemek/bilemeyiş/bilmeyiş, cahilin hali; sorulanı bilemeyen ve yahut yaptığını bilmeyen. Bilmediğini bilmeyen ise cahil değil ahmaktır. Konumuz hamakat değil.

Cehl heyecanlı demek olur, gencin hali; muamelesi tehevvür damarı, acele üzre olan. Ne yaptığının farkında olmayan cahil değil meczuptur, mecnundur. Konumuz mecnunlar değil.

Cehl tutkulu demek olur, azimkarın hali; neticeye teksif halde gayretli olan. Hırs ile hareket eden değil, onlar hasaset ehlidirler. Konumuz hasisler değil.

Hepimiz genç olduk; gençliğin babası, gençliğin çocuğu, gençliğin hocası olduk. Bugünün gençlerine, gençliğine hitap etmek istiyorum. Encamı genç olana ama. Sadece endamı, eşgali genç olana değil.

Unutmayın gençlik kazanılan bir şey değildir. Fakat kaybedilen veya korunan bi'şeydir. Kimse sizi genç tutamaz fakat siz genç kalabilir, gençliğinizi tutabilir, gençliğinize tutunabilirsiniz. Bunun için maceradan beslenmeniz gerekmez, dikkat. Bildiklerinizle amel etmekle de gençliğinize diyet tutturmuş olmayacaksınız elbet. Bilmediklerinizi öğrenmek kârının farkında olarak agahlığı elden bırakmayarak, vakarla amel ederek de bildiklerinizin emniyetinden istifade edibilirsiniz. Bayatlamış zevat gibileyin bildiklerinizden başkasını yadsımanın vereceği emniyete bi'l-akis afyon imişçesine kaçınarak bakmalısınız hatta.

Yetişmenin veya yetkinleşmenin ikisinden birinin evladısınızdır halen ve vakten. Yetişmenin ritmini idrakten bahsedebiliriz ancak. Yetkinleşmenin ölçümü yapılır ama. Yetişmeye talip olmalı insan. Yetkinleşmek için hayvanlığı yeter ona zira. O yüzden birbirlerinden kimsenin yetişmiş olmasına bakmaksızın makamları aralarında pay ederlerken o hayvanlar yetkinleşmeyi işlerine geldiği gibi tarif ederler. Ve gün gelir hırlı hırsız üleşme alanına dahil olmak yetkinleşmek için yeter şart sayılır mesela. İşte orası cehlin en çirkininin en muzırının en necisinin olduğu yerdir.

Cehli "devrin kabulleri, makuleleri, makbulleri" arasında görürsünüz. Ve çoğunluk hacegan eliyle yayıldığı variddir. Neziran onu ifşaa bile güç yetiremez. Müceddit ise handiyse mecburdur onu tenkide. Gence ne düşer a! Bir fal açıp bahtını fala mı terkedecek? Bir tefhim imkanı, menşei yok mu gencin?

Devrin kahir macerası cürm-ü cehalet ise eğer, o devrin arifi ne eder nasıl eder de devri değiştirir.. yahut bir arifiyeden nasıl bir deveran ile tekrar cehle irtica vuku bulur? İşte bu sualin asli muhatabı genç dediğimiz kişidir. İşte bu sualin asli müstecabı gençlik hüviyetini taşıyandan gelecektir.

Bu genç hem içeride hem dışarıda mıdır daima yani! İçerisi bozuk iken ve içeriden bozarken mücrim, haksız o genç; bozuk dışarıdan sızan ve dışarıdan bozucu ise fasid ve hadsiz yine genç! Genel geçeri yıkan da genç bir yenisini icadeden de genç! Nedir şu gençlerden çektiği şu gönlün?! Veya nice tutarsız şey ki şu gönlün bulduğu suçlu yine ve daima hep genç!?

Hangi nihai devr susturur bu gönlü, yahut genci teskin eder, tenvir eder hangi bekada mutabık kalınacak? Gelecek ise bugünden geçe mi gelişi var? Yoksa hangi geçmişin geleceği olarak gelecek? Geldi geçti bi'dolu. Bir geçecek mi yine o gelecek? Gelende görünen gelecektir bu aradığımız. Bir geleceği bekleyerek, besleyerek, pekleyerek, peyleyerek gelen.. geleceği beklenek yani. Geleceği gelende görenek yani.

Dünleri geriye doğru kaydederek "geçmiş" oluşturulur. Yarınları ileriye doğru kaydederek "geçiş" oluşturulur. Peki günlerin kaydı nerededir? Günün öncesine veya sonrasına ilişkin kaydı sormuyorum. Gün esnasının kaydı nerededir onu soruyorum: İşte geleneğin ve geleceğin o kayıtta. Ve gençsin orada daima. Hem cehlini hem tarifini müşahede ve tecrübe ettiğin mevkin orası; işbu günün yani. Geçimin, geçişin, gidimin, kalımın.. hasılı "kendi"ye, zihnine, aletine edevatına, maharetine sıkı bir alaka, nasibet bulduğun imkandır o sana. Yaptığı karın doyurmayan, ten ısıtmayan, yol aldırmayan, can savunmayan.. hasılı herhangi şey korutmayan şeylerin adamlarına o kayıtta yer yok. Onların her hangi kaydı yok zaten. Zaruri ve fiziki olan bi'yerde keyfi ve latif olan başka yerde tefrikasına rastgelinmeyen o kayıtta yaşa!

Tamil bana talim ona! Niye?: efendim herkes ameleyse ilmi kim yapa ya da herkes ilmederse ameliye kime kala diye sorana bak hele, cevap mu bu (?), acelemiz ne peki (!) amelelik de edelim talim de edelim olmaz mı yani?

 

Yazarın Diğer Yazıları

Döndürülen Dolaplar Ve Dolaplara Doluşanlar

Şehir, Yönetimin Konusu Değil Yönetenin Ta Kendisidir

Aday Seçilen

Murat - Mürted - Mir'at

Para Nedir?

Siz Yazmış Olun