Sihir, Büyü ve Çocukların Zihin Dünyası

Bu yazıyı okuyup, bana hak verseniz de yine bildiğinizi okuyacağınızı biliyorum. Fakat benden ikaz etmesi... Sonrasını keyfiniz bilir.

Hani şu çocuklarınıza verdiğiniz bilgisayar, tablet ve cep telefonlarıyla oynanan fantastik oyunlar var ya... Hani şu, çocuklarınızın onlarla meşgulken sizi rahat bıraktığı renkli, hareketli, capcanlı oyunlar... Hani şu, "aman canım, altı üstü oyun oynuyor, oyun oynamaktan ne zarar gelir" diye düşünerek çocuklarınıza ilişmediğiniz, sanal dünyalara açılan kapılar... İşte o masum görünüşlü oyunların ne gibi tehlikeler sakladığını bilmemeniz, sizi mesuliyetten kurtarmayacak. Bir türlü anlamıyorsunuz değil mi?

"Hayret, bu çocuk sigara ve içkiye sonra da uyuşturucu maddelere nasıl alıştı" diye sorup da cevabını bulamadığınız müthiş problemler var ya... "Benim çocuğum şiddetten ve kandan nefret eder" dediğiniz evladınızın okulda bir arkadaşını bıçakladığında, şaşkınlıkla ancak başkalarını suçladığınız zamanlar var ya... Peygamberlerin mucizelerini veya evliyaların kerametlerini işittiğinde dudak bükerek müstehzi şekilde alay eden gençlerimiz nasıl büyüyorlar, biliyor musunuz? Sihir, büyü, fal, kutsal güçler, tanrılar ve benzeri fantastik öykülerle dolmuş zihinlerle gençlik dönemine adım atıyorlar. Ve bütün bunlardan sizin hiç haberiniz olmuyor. Niye? Çünkü çocuk bilgisayarda oyun oynuyordu, tablette internet üzerinden film seyrediyordu. Yeter ki sizi rahat bıraksındı. Rahat bıraksın da ne yaparsa yapsındı, değil mi?

Çok fazla örnek olduğu için sadece bir tanesinden bahsedeceğim: Final Fantasy. İlk olarak 18 Aralık 1987 tarihinde piyasaya sürülen; Playstation, Nintendo, Gameboy, Android, WonderSwan, ios ve daha bunlar gibi en az 15 platformda oynanabilen Final Fantasy oyununun versiyonları tam 31 senedir çocukların, gençlerin hayal dünyasını şekillendiren konsol oyunlarından sadece birisi... "Ne var bunda" diye sorabilirsiniz. Sorun canım, bence bir mahzuru yok. 2018 senesinin Nisan ayında 15. versiyonu yayımlanmış. Belki 16. versiyonu da çıkmıştır, bilemiyorum. Neyse, her sürümünü, en düşük tahminle, 1 milyar gencin oynadığını düşünürsek, 15 milyar kişi Final Fantasy oyun evreninden geçmiştir.

Pekâlâ, bu oyundan türetilen kaç adet film çekilmiş? Bir bakalım sinema sitelerine... Bulabildiğim kadarıyla Final Fantasy evreni öykülerinin anlatıldığı 6 film çekilmiş. Her filmi de dünya üzerinde asgari rakamla 1 milyar kişi izlemiş olsa, 6 milyar genç de öyle giriyor listeye... Diyelim ki, bu 6 milyar film seyircisi, oyunun tutkunu olan kişilerdi, tamam, o da kabul. Şimdi bu kadar insan, nasıl bir evrende oyun oynamış ve film seyretmiş ve hayran olmuş, ona bakalım.

Son Final Fantasy filmi olan 2016 yapımı Kingsglaive'in (Türkçe ismi: Kralın Kılıcı) girişinde hikâyenin nasıl bir dünyada geçtiğini anlatan bölüme gözatalım. Kahramanımız anlatıyor:

"Kutsal Kristal'in büyüsü, yüzyıllar boyunca ülkemizi ve halkını korudu. Ama zamanla Kutsal Kristal'in gücünün cazibesi, topraklarımıza savaşı da getirdi.

Lucis, Kutsal Kristal'in gücüyle korunan huzurlu bir krallık olan sihir ülkesiydi.

Niflheim ise, Magitekleri'nin kudreti sayesinde güçlenen muazzam makinelerle dolu askerî bir imparatorluktu. Şimdi, Lucis ile Nilfhem arasındaki savaş uzun zamandan beri sürüyor.

Niflheim yıllar içinde, eşsiz teknolojisi sayesinde çevresindeki ülkelere saldırdı. Lucis ise kendisini korumak için, gücü Kristal'den alan sihirli bir Kubbe oluşturdu. Sadece, Lucian'ın başkenti ve savunmanın kalesi olan Insomnia, Niflheim ordusunun ulaşamadığı bir yer olarak kaldı…"

Sonrasında hikâye devam ediyor, gücünü Kristal'den veya büyüden ya da sihirden alan krallar, prensesler, büyücüler, canavarlar arz-ı endâm ediyorlar, film de akıp gidiyor.

Hani, çocuklarını ilk ve orta eğitimdeki seçmeli din ve ahlâk derslerine yollamayan ebeveynler var ya, işte onlar Final Fantasy, Red Dead Redemption, Futbol oyunu olan PES, Call of Duty, Detroit Become Human, God of War, Assassin Creed, Halo, Mortal Kombat vs... gibi oyunlar oynamalarına müsaade ediyorlar. Bu tip anne ve babalar, din bilgisi öğrenmesi yasak olan küçük çocuklarının, büyülü-sihirli-kutsal kristalli bir evrene girmelerine izin vererek onun tertemiz zihin dünyasını alt üst ediyorlar. Kendileri herhangi bir dine inanmayan bu tip ebeveynler, çocuklarının da kendileri gibi olması, hatta daha da beter olması için ellerinden geleni yapıyorlar. Ha, bu çeşit annelerin, özellikle de kadınların bir de fal tutkusu vardır. “Fala inanma, faldan da geri kalma” diyerek kahkaha atan bu çeşit kadınlar, iş din-iman meselesine geldiğinde birdenbire laik kesilirler. Turşu, perhiz, lahana, salatalık vs.

İşte bu oyunlar ve bunlardan türetilmiş olsun olmasın, yapılmış binlerce zombili, hayaletli, kanlı, kansız korku filmlerini seyrederek büyüyen çocuklarınız gün gelip de elikanlı katil, hırsız, dolandırıcı, uyuşturucu müptelası olduğunda şaşırmanıza lüzum yok. Çünkü çocuklarınızın ve gençlerinizin o hâle gelmesinin baş sorumlusu sizsiniz. Sağa sola bakmayın, arkadaşlarını veya öğretmenlerini suçlamayın, önce aynaya bakın, suçluyu sonra başka yerde arayın.

Televizyonda seyrettiği şiddet ve ahlâksızlık dolu çizgi filmlere müsaade ederseniz, tüketim çılgınlığına çanak tutan cezbedici reklam filmlerini izlemesine izin verirseniz, "bizi rahat bıraksın" diye düşünerek kanlı canlı oyun âleminde at koşturmasına ses çıkarmazsanız; her akşam televizyon kanallarının anahaber bültenlerinde gördüğünüz suç işleyen gençlerden birini evinizde yetiştiriyor olacaksınız.

Bu yazıyı okuyup, bana hak verseniz de yine bildiğinizi okuyacağınızı biliyorum. Fakat benden ikaz etmesi... Sonrasını keyfiniz bilir.