Alışmadık Popoda Don Durmaz

Bu başlık meşhur bir Türk atasözüdür. Niye bu kadar sert bir ifade kullandım. Çünkü 17 yıllık AK Parti iktidarında 7 kez Milli Eğitim Bakanı, 16 kez de eğitim sistemi değişikliği gören Türkiye'de, şimdi yeni bir sistem daha uydurulmaya çalışılıyor. Bu yeni sistemin tutacağı garanti mi? Değil. Öyleyse bu atasözü cuk diye yerine oturuyor.

İslam Gemici - Serbest Gazeteci (Freelance Journalist)

Zulüm 1 Kasım 1928'de başladı. Bin (1000) senedir kullandığımız alfabeyi birkaç ay gibi kısa zamanda değiştirerek, mâzimizle olan bütün bağları koparan TC'nin kurucu iradesi yeni eğitim sistemiyle de Batı'ya olan bağlılık gösterisini tamamlamış oluyordu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilan edilmesiyle beraber başlatılan devrimlere itiraz eden herkes doğrudan idam sehpasına yollanıyordu. Bugün çok demokratik diye yere göğe sığdırılamayan cumhuriyetin ilk dönemi aslında tam bir korku filmi gibiydi. Ancak tek farkla; film bitince sinema salonunun ışıkları yanar ve kâbus biterdi, 1923'de başlayıp da 1950'de kısmen ara verilen dönem ise koyu karanlık bulutların Anadolu'nun üstünden eksik olmadığı bir karabasandı. Sürekli kan, gözyaşı, ölüm, dayak, hapishane ve baskı vardı. Hani şu "bulut" diyen adamın "sen bana ördek dedin" diye suçlandığı fıkradaki gibi...

Koca bir cihan devletinden kalan tarih ve kültür hazineleri doğrudan çöpe atılmış ve 1928 yılının sonbaharında kâbus biraz daha kötüleşmişti. Artık tamamen yabancısı olduğumuz Latin alfabesiyle yazıp okuyacaktık. İşte o günden beri Türk eğitim sistemi de bir türlü rayına girmedi. Uydurulan her eğitim sistemi birkaç sene içinde kaldırılıp yerine bir başka sistem oturtulmaya çalışıldı ama olmadı, olmadı ve halen de olmuyor. Çünkü binanın ana iskeleti kökünden sarsılmıştı.

Aradan geçen yüz yıla yakın müddet içinde, lisanımızın da canına okundu. Eski dilden kalan kelimeleri atıp, güya yerine yeni sözcükler konuldu. Bunun için de en kolay metod seçilmişti: Arapça ve Farsça kökenli kelimeleri at, Fransızca ya da diğer Avrupa dillerinden kelimeleri koy gitsin. Daha da olmadı mı, uydurukça adı altında yeni bir lisan uydur.

Günümüzün gençleri, 1999 senesinde yazılmış herhangi bir metni bile okuyup anlamaktan âciz hale gelmişse bunun suçu ta 1928 yılında yapılan harf devrimine dayanıyor. Bir imparatorluk lisanının yerine, küçük bir kabile dilini koyarsanız sonucunda da ne edebiyatınız kalır ne de kültürünüz... Hele eğitim sistemi hiç kalmaz.

Haber şöyle başlıyor:

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un açıkladığı yeni eğitim modeliyle birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara geldiği 2002 yılından beri Türkiye’de eğitim sistemi, 16. kere değişmiş oldu. Yeni modele göre; ders sayısı azalıyor, öğrenciye üniversitelerde olduğu gibi ders seçme hakkı geliyor. AK Parti iktidarının yedinci Milli Eğitim Bakanı olan Ziya Selçuk, "bu kez oyunun kurallarını mümkün olduğunca değiştirmeyeceği" vaadinde bulunuyor.

Adama "inanılacak bir yalan söyle" derler. MEB Selçuk bile bu sistemin tutmayacağını o kadar iyi biliyor ki, "mümkün olduğunca değiştirmeyeceğiz" diyor. Yani yerseniz: https://tr.euronews.com/2019/05/23/egitim-sistemi-sil-bastan-2002-den-beri-16-kez-degisen-yeni-modelde-ne-var?

İnandık mı?
Hayır.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan inandı mı?
Hayır.

Şayet o inanmış olsaydı, sistemi 16 kere değiştirir miydi? Zaten gelecek günlerin birinde, soyadı Erdoğan olan bir torun "dede, ben bu sınavı beğenmedim, değiştirsene" der. Ertesi gün TBMM'den alelacele geçirilen bir kanun ile dün MEB Selçuk'un özene bezene anlattığı "eğitim sistemi" yine değiştirilir. Yani neymiş? Alışmadık popoda don durmazmış. Atalarımız boşa konuşmazlar, yine doğruyu söylemişler.

*

Ünlü filozof F. Nietzsche'nin bir besteci arkadaşı mektuplaşmalarında, düşünürün, 1882’den önce yazdıkları ile sonraki yazıları arasındaki üslûp farkına dikkat çeker ve bu radikal üslûp değişikliğinin sebebi hakkında bir tahminde bulunur.

Nicholas Carr‘ın, Alman iletişim uzmanı Friedrich Kittler'den aktardığına göre, Nietzsche, arkadaşının tespit ettiği sebebe hak verir. Çünkü gözleri bozulmaya başladığı için 1882 yılında kâğıt kalem ile yazmayı bırakmış ve daktilo kullanmaya başlamıştır. Bu 'araç' değişikliği bile düşüncelerini ifade şeklini derinden değiştirmiştir.

Arkadaşı da Nietzsche’ye, beste yaparken kullandığı kalem ve kâğıdın kalitelerinin bile bestelerine ne kadar etki ettiğinden söz eder. Friedrich Kittler 'kalem' yerine 'makine' ile yazmaya başladıktan sonra Nietzsche’nin üslûbunun, "münazaradan vecizeye, tefekkürden cinasa, belagattan telgraf mesajı üslûbuna evrildiği" tespitinde bulunur. Bkz: https://www.matematiksel.org/okumaya-hic-vaktimiz-yok-ama-her-gun-bir-roman-okuyoruz/

Anlatabildim mi? Minik bir alet edevat değişikliği bile yazmayı, düşünmeyi, okumayı böylesine etkiliyorken; bütün alfabeyi baştan sona atıp yerine bir başka sistemi ikame ederseniz, neler olur? İnşaallah anlatabilmişimdir. Zaten bu kadar sözden sonra anlamayan varsa, onlar için yapacak birşey yok.

*********************

Les trésors de l’histoire et de la culture laissés par un grand État mondial ont été jetés à la poubelle et, à l’automne 1928, le cauchemar s’était encore aggravé. Nous allions maintenant écrire et lire l'alphabet latin dans lequel nous sommes complètement étrangers. Depuis lors, le système éducatif turc n’a pas été un obstacle. Tous les systèmes éducatifs ont été abolis en quelques années et ont essayé d'être mis en place à la place d'un autre système. Parce que le squelette principal du bâtiment a été secoué de la racine.

Pendant la période intermédiaire de cent ans, notre langue a été lue. L'ancienne langue laissait les mots, au lieu de nouveaux. Si les jeunes d'aujourd'hui sont incapables de lire et de comprendre un texte écrit en 1999, il s'inspire de la révolution de la lettre de 1928. En conséquence, notre culture, notre littérature et notre système éducatif se sont effondrés.

*

لقد تم إلقاء كنوز التاريخ والثقافة المتبقية من دولة عالمية كبيرة مباشرة ، وفي خريف عام 1928 ، أصبح الكابوس أسوأ. نحن الآن بصدد كتابة وقراءة الأبجدية اللاتينية التي نحن فيها أجنبيون تمامًا. منذ ذلك الحين ، لم يكن نظام التعليم التركي في الطريق. لقد تم إلغاء كل نظام تعليمي في غضون سنوات قليلة وحاول تطبيقه بدلاً من نظام آخر. لأن الهيكل الرئيسي للمبنى اهتز من الجذر.

خلال الفترة الفاصلة من مائة عام ، تم قراءة لغتنا. تركت اللغة القديمة الكلمات ، بدلاً من الكلمات الجديدة. إذا كان شباب اليوم غير قادرين على قراءة وفهم أي نص مكتوب في عام 1999 ، فإنه يقوم على ثورة الحروف في عام 1928. نتيجة لذلك ، انهارت ثقافتنا وأدبنا ونظامنا التعليمي.

*

The treasures of history and culture left from a large world state were directly thrown away, and in the autumn of 1928, the nightmare had become worse. We were now going to write and read the Latin alphabet in which we are completely foreign. Since then, the Turkish education system has not been in the way. Every education system has been abolished in a few years and tried to be put in place instead of another system. Because the main skeleton of the building was shaken from the root.

During the intervening period of a hundred years, our language was read. The old language left the words, instead of new words were put. If today's young people are incapable of reading and understanding any text written in 1999, it is based on the letter revolution in 1928. As a result, our culture, literature and education system collapsed.

*

Сокровища истории и культуры, оставленные крупным мировым государством, были выброшены напрямую, и осенью 1928 года этот кошмар усилился. Теперь мы собирались писать и читать латинский алфавит, в котором мы совершенно иностранны. С тех пор турецкая система образования не мешала. Каждая система образования была отменена в течение нескольких лет, и ее пытались создать вместо другой системы. Потому что главный каркас здания был сотрясен от корня.

В течение ста лет наш язык читался. Старый язык оставил слова, вместо новых были поставлены новые слова. Если сегодняшняя молодежь не способна читать и понимать какой-либо текст, написанный в 1999 году, это основано на революции в письмах 1928 года. В результате наша культура, литература и система образования рухнули.

*

Los tesoros de la historia y la cultura que quedaron de un gran estado mundial fueron desechados directamente, y en el otoño de 1928, la pesadilla había empeorado. Ahora íbamos a escribir y leer el alfabeto latino en el que somos completamente extranjeros. Desde entonces, el sistema educativo turco no ha estado en el camino. Todos los sistemas educativos han sido abolidos en unos pocos años e intentaron establecerse en lugar de otro sistema. Porque el esqueleto principal del edificio fue sacudido desde la raíz.

Durante el período intermedio de cien años, se leyó nuestra lengua. El lenguaje antiguo dejó las palabras, en lugar de poner nuevas palabras. Si los jóvenes de hoy son incapaces de leer y entender cualquier texto escrito en 1999, se basa en la revolución de las letras en 1928. Como resultado, nuestra cultura, literatura y sistema educativo colapsaron.

*

تاریخ اور ثقافت کے خزانے بڑے پیمانے پر دنیا کی ریاست سے نکل گئے، براہ راست پھینک دیا گیا، اور 1928 کے موسم خزاں میں، خواب رات بدتر ہو گیا. ہم اب لاطینی حروف تہجی لکھنا اور پڑھ رہے تھے جس میں ہم مکمل طور پر غیر ملکی ہیں. اس وقت سے، ترکی کی تعلیم کا نظام راستہ نہیں رہا. چند سالوں میں ہر تعلیمی نظام کو ختم کر دیا گیا ہے اور کسی دوسرے نظام کے بجائے جگہ پر رکھا جائے. کیونکہ عمارت کا مرکزی کنکال جڑ سے ہل گیا تھا.

ایک سو سال کی مداخلت کے دوران، ہماری زبان پڑھ گئی تھی. پرانے زبان نے الفاظ کو چھوڑ دیا، بجائے نئے الفاظ ڈال دیا گیا تھا. اگر آج کے نوجوانوں نے 1 999 میں تحریر کردہ کسی بھی متن کو پڑھنے اور سمجھنے کے قابل نہیں، تو یہ 1928 میں خط انقلاب پر مبنی ہے. اس کے نتیجے میں، ہماری ثقافت، ادب اور تعلیم کا نظام ختم ہوگیا.

Eğitim Haberleri

"DEĞERLER EĞİTİMİNDE FARKINDALIK " KONULU UZAKTAN HİZMET İÇİ EĞİTİM YAPILDI

GENEL MÜDÜR MUSTAFA CANLI'NIN OKUL ZİYARETLERİ SÜRÜYOR

DİJİTAL DÜNYANIN ARAŞTIRMA VE ÖĞRENME İMKÂNLARI "DİJİTAL ÖĞRENME KÖPRÜSÜ" İLE HİZMETE SUNULUYOR

3 BİN 500 OKULA "YENİLİKÇİ SINIFLAR" KURULUYOR

Video Haberler

Yılan enerjisi

Yılan enerjisi.

Zifiri karanlıkta dahi görürüm gözlerini - Kuruluş Osman 154 Bölüm

Zifiri karanlıkta dahi görürüm gözlerini - Kuruluş Osman 154. Bölüm