Kan, ter ve gözyaşı
Mısır uygarlığına bakarken hepimiz hayran kalırız. Ama temelindeki kan, ter ve gözyaşını da hatırlamalı.
Mısır uygarlığına bakarken hepimiz hayran kalırız. Ama temelindeki kan, ter ve gözyaşını da hatırlamalı.
Hiç kimse, ileride “Fatih” olarak anılacak şehzadeyle, onun evi olan Osmanlı sarayında arkadaşlık yapan bir Ulah prensinin, tüm zamanların en korkunç figürüne dönüşeceğini bilemezdi. İyi ama nasıl oldu bu dönüşüm?
Kuran’da hiç geçmeyen “amin” sözcüğünü dualarımızın sonuna eklemeye ne zaman başladık?
Yunus bir peygamber miydi, bir bilge mi? Yoksa hepsi birden mi? Farklı kültürlerin Yunus figürüne birlikte göz gezdirelim.
Şamanizmde şaman ne derse o olur. Bugün sürdürdüğümüz pek çok alışkanlık, binlerce yıl öncesine ait ve şamanın iki dudağı arasından çıkan, tamamen uydurulmuş şeyler.
Sırat, kimi yorumlarda köprü olarak değerlendirilse de aslında kelime kökeni itibariyle “yol” demek. Öyle bir yol ki, her kültürde bir yere mutlaka çıkıyor.
Haberlerden anlaşılıyor ki, sokakta tabancayla dolaşmayan bir ben kalmışım!
Sizce hayat ne renktir? Ya da hayatın bir rengi var mıdır? Orta Asya’da yaşamış Atalarımızın bu konuda güzel bir fikri var ve eminim buna şaşıracaksınız.
Her tekne bir şiirin kahramanıdır. Bugün o kahramanlara kısaca bakacağız.
Çaka Bey’in büyük Türk denizcisi olduğunu biliriz de, damadı olan Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan tarafından öldürüldüğünü bilir miyiz?
Keşifler, Sultan II. Mehmed (Fatih) daha dünyaya gelmeden başlamıştı zaten. Hatta Batı, Doğu’yla teması binlerce yıl önce kurmuştu.
On sekizinci yüzyılda İngilizler dünya haritasının eksik yerlerini tamamlarken, denizciler apayrı bir çile çekiyorlardı.
Francis Beaufort’u sadece rüzgâr ölçeği ile değil, yaptığı diğer işlerle de tanımalıyız.
Denizde kullanılan mil nereden geliyor? Pîrî Reis’in kitabında kullandığı mille bugünkü mil arasında nasıl bir fark var? Peki ya ‘mil pardon’ diyen biri ne demek istiyor?
Küresel soğumalar ve ısınmalar sonucu suyun hâl ve yer değiştirmesi insanı öyle bir korkuttu ki, her kadim kültürde bir tufan öyküsü mutlaka yer aldı.
Roma’daki ünlü Kolezyum, her yıl tek başına 4 milyon turisti ağırlıyor. Peki o Kolezyum’un neredeyse aynısının bizim burnumuzun dibinde olduğunu kaçımız biliyoruz?
Gezi ve spor amaçlı teknelere neden yat deniyor? Yatıp uyumakla bir ilgisi var mı gerçekten?
Sütliman sözcüğünü biliriz. Liman tamam da bu süt nereden çıktı?
O bir ikona. Aşk, bereket ve güzelliğin sembolü. Köpüklerden doğdu. Biz onu Yunan biliriz ama aslında Fırat ve Dicle’nin suladığı topraklarda can buldu.
Dünyanın ilk yüzer sergisinin Türkiye’ye ait olduğunu, üstelik bu fikrin Atatürk’e ait olduğunu biliyor muyuz? Bilmeliyiz.
Bir adam sahiden de bir adada tek başına yıllarca yaşadı. Ama adı Robinson Crusoe değildi.