"İstanbul Sözleşmesi, toplumsal çatışmalara davetiye çıkarıyor"

TGTV Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Hamza Akbulut, "Ülkemizin 2014 yılında dâhil olduğu ve 5 yıllık bir uygulama geçmişine sahip olan sözleşmenin uygulaması kamuoyuna güven verecek hale getirilmelidir. Uygulamalarda görülen olumsuzluklar ve ailelerin yaşadığı olaylar, aile kurumunun geleceği adına kamuoyunda tedirginlik oluşturuyor" dedi.

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Hamza Akbulut, yaptığı yazılı açıklamada, kadınlara yönelik ve ev içi şiddetin önlenmesi amacı taşıyan İstanbul Sözleşmesi ve bu sözleşmeye dayalı 6284 sayılı kanun uygulamalarında görülen olumsuzluklar ve ailelerin yaşadığı olayların, aile kurumunun geleceği adına kamuoyunda tedirginlik oluşturduğunu belirtti.
 
Avrupa Birliği müktesebatı çerçevesinde dâhil olunan sözkonusu sözleşmenin 5 yıllık uygulama neticesinde aile yapısının güçlenmediği, buna karşılık aile parçalanmalarının ve aile cinayetlerinin kamuoyunun gündeminden düşmediğinin görüldüğünü aktaran Akbulut, şöyle devam etti:
 
"İstanbul Sözleşmesi'nin İslam dünyasında uyarlanabilirliği tartışmalı hale geldi. Bu sözleşme metni içine ustaca yerleştirilen, İslam toplumları için adeta bir truva atı işlevi gören ve bir ideolojinin taşıyıcısı gibi algılanan toplumsal cinsiyet kavramı üzerinde bir mutabakat bulunmamaktadır. İstanbul Sözleşmesi, 'toplumsal cinsiyet' bakış açısını 6. maddesinde dayatması ve okullarımızda çocuklarımıza bunun anlatılmasını istemesi, aile yapımıza yapılan bir taarruz olarak görülmektedir. Ülkemizin 2014 yılında dâhil olduğu ve 5 yıllık bir uygulama geçmişine sahip olan sözleşmenin uygulaması kamuoyuna güven verecek hale getirilmelidir."
 
Akbulut, uluslararası antlaşmalar üzerinden, Batı toplum sosyolojisi için üretilen kavramların Türkiye'de yapılan yasal düzenlemelerle norm haline getirilmesinin, toplumsal çatışmalara davetiye çıkardığını aktardı.
 
Evlilik hayatının sorunlarının çözümünde, aile içinde kişi hak ve özgürlüklerin korunmasında uygulanacak hukukî yaptırımlarda aile yararının öncelenmesinin önemine değinen Akbulut, eşlerin ailenin korunması sorumluluğunda kanun önünde eşit tutulması gerektiğini ifade etti.
 
Dezavantajlı aile bireylerinin güçlendirilmesinin toplumsal yapıyı da güçlendireceğine vurgu yapan Akbulut, şunları kaydetti:
 
"Ailelerimize hizmet sunan kuruluşlarımızın koordinasyon içinde, yaygın, etkin ve kuşatıcı faaliyetler ortaya koyması, birlik ve beraberliğimizi güçlendirecektir. Büyük fedakârlıklarla yapılan sivil toplum hizmetlerini ve hayırlı işleri sekteye uğratacak ifade ve eylemlerden kaçınılmalıdır. İstanbul Sözleşmesi üzerinden ülke gündemine gelen aile kurumumuz için nitelikli ve güncel çalışmaların üretilmesine ihtiyaç vardır. Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı olarak, aile değerlerimizin korunup, geliştirilmesi için ilgili tüm kurum, kuruluş ve uzmanlarımızı koordinasyon içinde çalışmaya davet ederiz."


Yaşam Haberleri

İzmir'de bıçakla yaralama firarisi, saklandığı evde yakalandı

Çamur yağışı çeşmelere akın ettirdi: Çeşmelerde kuyruklar oluştu

Şırnak’ta kaçakçılık operasyonu: 57 gözaltı

Sağdığı anne sütünü paylaştı, rengi şoke etti! "Çilekli akıyor"

Muşlu çocuk bulduğu yavru kulaklı baykuşun hayatını kurtardı

Yeni vali makama oturur oturmaz çikolata istedi

Bartın'da ormanda feci kaza: 1 yaralı