Pençşir Aslanı Ahmet Şah Mesud'un Şehadetinin Yıldönümü

Afganistan cihadının en önemli liderlerinden Ahmet Şah Mesud, 9 Eylül 2001’de Fas asıllı iki kişinin bombalı intihar saldırısı sonucu şehid oldu. Ölümünün üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen hâlâ cinayetin sis perdesi aralanmadı. El Kaide, Taliban, Pakistan İstihbaratı ve CIA’nın öldürmüş olabileceği üzerine çok şey yazıldı ve çizildi.

Tarih Dosyası / Dünya Bülteni
    
Afganistan cihadının en önemli liderlerinden Ahmet Şah Mesud, 9 Eylül 2001’de Fas asıllı iki kişinin bombalı intihar saldırısı sonucu hayatını kaybetti. Ölümünden 10 yıl geçmesine rağmen hala cinayetin sis perdesi açılamadı. El Kaide, Taliban, Pakistan İstihbaratı ve CIA’nın öldürmüş olabileceği üzerine çok şey yazıldı ve çizildi.

Şüphesiz Ahmed Şah Mesud’u diğer liderlerden ayıran en önemli vasıf bir gerilla lideri olduğu kadar modern dönemlerin geleneksel bir direnişçisinin ötesinde kıvrak bir diplomatik zekaya sahip olmasıydı. Hindikuş dağlarının sert tabiatının Ahmed Şah Mesud’la itidal bir görünüme kavuşmasıydı. Cihadın başladığı günlerden itibaren tavizsiz bir direniş mücadelesi içerine giren Şah Mesud, özgürlük ve bağımsızlık için savaşan son yüzyılın en önemli gerilla lideriydi.

Ahmet Şah Mesud’un hayatını üç döneme ayırmak mümkündür. 1953’te doğumundan Rusların 1979’da Afganistan’ı işgaline kadarki hayatı, 1979’dan 1992’ye kadar cihat dönemi ve 1992’den öldürülmesine kadar ki iç savaş dönemindeki hayatı. Fakat bu üç dönemde Ahmet Şah Mesud’u tamamladığı gibi farklı yönlerini de ortaya koyar.  İşgalden önce romantik bir öğrenci lideri, cihat süresince bir özgürlük savaşçısı, son döneminde ise pragmatik kişiliği öne çıkar.

Öğrencilik yıllarında edebiyata ve spora ilgi duyar; Cinnah’tan etkilenerek şiirler yazar. Che, Mao gibi komünist liderlerin hayatlarını okur, Fransız edebiyatının usta yazarlarının kitaplarını Fransızcadan takip eder. Gazali, Mevlana , Bedil, Hafız Şirazi gibi İslam dünyasının önde gelen şahsiyetlerin eserlerini de okur. Ahmet Şah Mesud, Dost Muhammed adında  bir polis amirinin oğlu olarak 1 Eylül 1953’de Pençşir vadisinin Jangalak bölgesinde doğar. Babasının güvenlik görevlisi olmasından dolayı çocukluğu Bazarak, Herat ve Kabil’de geçer. Çocukluğunda hem iyi bir dini eğitim hem de modern bir eğitim alır. Liseyi Fransızların açtığı İstiklal okulunda bitirir. Tacikçe, Fransızca, Peştuca, Arapça ve Urducayı okul yıllarında öğrenir. Bir röportajında benim için kuzeyli, güneyli, Tacik, Peştun, Arap olmak önemli değildir. Çünkü ben bu dilleri konuşabiliyorum, ben Müslüman bir topluluğun ferdiyim” der.

Futbol,voleybol, yüzme, karate, ata binme gibi sporlarla ilgilenen Mesud bir süre yerli bir futbol takımının hocalığını da yapar. Liseler arasında düzenlenen karate turnuvasında biricilik madalyasını alır.

Ahmet Şah Mesud’un  siyasetle tanışması babası ve arkadaşlarının düzenlediği ev sohbetleriyle başlar. İstiklal okulunda solcu öğrencilerin daha etkin olması solcular içerisinde kısa bir süre yer almasını sağlar. İlk eyleme de solcu öğrencilerin çıkardığı bir isyana katılarak adım atar. Fakat solcu gençlerle sık sık dini konularda anlaşmazlık yaşar ve onlardan ayrılır. İstiklal okulunda İslami hareketin ilk temellerini atar. Bu okulu bitirdikten sonra üniversite sınavını kazanarak Kabil’deki Politeknik Enstitü’’sünün mimarlık bölümüne kaydını yaptırır. Üniversite yıllarında Habib Rahman adında İslami hareket lideri ile tanışır ve onun vasıtasıyla Hezb-e Jamiat-e İislami’ye katılır. Habib Rrahman’ın öncülük ettiği Davut rejimini yıkma girişimine katılır. Fakat bu girişim başarısızlıkla sonuçlanır ve Habib Rrahman hapse atılır Mesud’da önce Herat’a sonra Kabil’e kaçar. Gülbeddin Hikmetyar ile tanışır fakat onun faaliyetlerini aşırı bulur. Hhikmetyar’ın politik liderlere saldırı, bombalama gibi eylemlerin İslami amaca hizmet etmediğini düşünerek hareketin siyasi, sosyal ve askeri bir mücadele yöntemini benimsemesi gerektiğinde ısrarcı olur. 22 yaşında Hizb-i İslami’nin Pençşir emirliğine getirilir.

1974’te komünist hükümete karşı ilk silahlı ayaklanma Mesud’un liderliğinde Pençşir’de gerçekleşir. Fakat Peşaver ve Kabil’de ki iki kolunun anlaşmazlığı nedeniyle isyan başarıya ulaşmaz. İsyan sonrasında İslami hareket, Burhaneddin Rabbani ve Hikmetyar grubu olarak ikiye ayrılır. Mesud, tercihini üniversite yıllarından itibaren hocası olan Rabbani’den yana kullanır ve bu hareketin ikinci adamı olur.

Mesud kısa zamanda Nuristan ve Pençşir’deki Tacik aşiretleri hareketin içine katmayı başarır ve 1978’e kadar bu bölgelerde komünist hükümete karşı bir gerilla direnişi başlatır. Afgan hükümetinin askerleri Şah Mesud karşısında başarısız olur ve Pençşir’i terk etmek zorunda kalırlar. 1979’da askerlerle girdiği bir çatışmada yaralanır fakat Pençşir’den çıkartılmaz.

Rusların Afganistan işgaline karşı en büyük direniş Şah Mesud ve mücahitlerinden gelir. KGB üç, Afgan yönetimi iki kez, Şah Mesud’u öldürme teşebbüsünde bulunurlar, fakat başarılı olamazlar. 1981, 1983, 1984 ve 1987’de Rus özel kuvvetlerini yenilgiye uğratır Rusların Pençşir vadisini ele geçirmelerine izin vermez.

Cihad yıllarında hakim olduğu bölgelerde İslami bir idare tarzı kurar. Afyon, esrar gibi uyuşturucu üretimi ve satışını yasaklar. Hatta mücahitlerin sigara kullanmalarına da izin vermez. Bunun nedenin dini bir nedenden ziyade ekonomik bir nitelikte olduğunu sigaranın Rusya’dan geldiğini ve cihadın bütün yönlerleriyle yapılması gerektiğini Fransız bir gazeteciyle yaptığı röportajda belirtir.

Ahmet Şah Mesud, Rusların çekilmesinden sonra Özbek general Raşid Dostum’la anlaşarak Kabil’e 24 Nisan 1992’de girerek Necibullah yönetimine son verir.

1992 ve 1996 yılları arasındaki iç savaş döneminde hükümet içinde savunma banklığı, genel kurmay başkanlığı gibi görevler alır. Taliban’ın 19962da iktidarı ele geçirmesiyle kuzey ittifaıkının askeri liderliğinin başına getirilir.

Ahmet Şah Mesut’un Afgan direnişine kattığı en önemli hususlardan birisi Afgan cihadının dünyaya tanıtılmasında önemli bir rol üstlenmesidir. Dış dünya ve medya ile kurduğu ilişki, direnişin dünyaya duyurulmasında etkili olmuştur. Afgan direnişinin sembol isimlerinden biri haline gelen Mesud, kuşkusuz zaferin kazanılmasında etkili olduğu kadar Afganistan’ın birliğinin sağlanmasında önemli adım olmuştu. Tacik kökenli olmasına rağmen etnik siyaseti benimsemeyen Mesud’un mücahitleri arasında Peştun, Farisi, Özbek, Hazaraların bulunması ümmet bilinci ve kardeşliği açısından iyi bir başlangıçtı. Fakat bu bilinç Afganistan’a onun ölümünden sonra hâkim olmadı ve kardeş kanı akmaya devam etti. Ahmet Şah Mesud, Hoca Bahaüddin köyünde röportaj yapmak için gelen Abdülsettar Dahame ve Buraki el Oaer’in kameraya yerleştirdikleri bir bombayla öldürüldü. Mesud’un adamları suikast sırasında parçalanarak ölen Buraki ve kaçarken yakalanan ve anında infaz edilen Dahame’nin el Kaide militanı olduğunu öne sürmüşlerdi. Mesud’un öldürülmesinden iki gün sonra 11 Eylül olayları gerçekleşti ve ABD’nin Afganistan’ı işgaliyle ilgili bir süreç başladı.


Video Haberler

Aldatmak 66 Bölüm Fragman quot Torunum mu quot

Aldatmak 66. Bölüm Fragman | "Torunum mu?"

Sezai gerçeği öğrenmek istiyor - Aldatmak 65 Bölüm

Sezai gerçeği öğrenmek istiyor - Aldatmak 65. Bölüm

Ümit Yeşim'e açılamadı - Aldatmak 65 Bölüm

Ümit, Yeşim'e açılamadı - Aldatmak 65. Bölüm

Kahraman Oltan'ı uyardı - Aldatmak 65 Bölüm

Kahraman, Oltan'ı uyardı - Aldatmak 65. Bölüm