Kırcaali’de “Zorunlu Göç” ün 30. Yılı Anma Etkinliği

Kırcaali Türk Kültür ve Sanat Derneği (TÜRKSAD) ve Ömer Lütfi Kültür Derneği, “1989 Senesindeki Zorunlu Göç”ün 30. Yılı Anma Etkinliği ve Gülbahar Kurtuluş’un “1989 Bulgaristan Türklerinin Göç Hikâyeleri - Bir Sözlü Tarih Denemesi” kitap tanıtımı ve imza günü gerçekleştirdi.

Ömer Lütfi Kültür Derneği salonunda yapılan anma etkinliğine katılan resmi konuklar arasında T.C. Filibe Başkonsolosu Hüseyin Ergani, Kırcaali Bölge Müftüsü Beyhan Mehmet, Kirkovo (Kızılağaç) Belediye Başkanı Şinasi Süleyman, Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Kirkovo İlçe Başkanı Dr. Ercan Fırıncı, Belediye Meclis üyeleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, bölgeden yazarlar yeraldılar.

Programın sunuculuğunu yapan TÜRKSAD Başkanı Müzekki Ahmet, anma etkinliğine gelen herkesi selamladı. Kirkovo ilçesi Fotinovo (Çakırlı) köyü Hristo Smirnenski Lisesi’nde okuyan öğrenciler, Türkçe öğretmenleri Zekiye Hasan’ın yönetmenliğinde hazırladıkları günün anlam ve önemini belirten şiirler seslendirdiler.

Ardından T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından hazırlanan Bulgaristan'dan Zorunlu Göçün 30. Yılı Belgeseli izlendi.

Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Ana Bilim Dalı'nda doktora öğrencisi olan Gülbahar Kurtuluş, kitabını tanıttı. “Zorunlu Göç” ün 30. Yılı münasebetiyle Türkiye’de Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, pek çok üniversite, STK ve diğer kuruluşların anma programları düzenlediklerini belirten yazar, Kırcaali’de ilki düzenlenen anma etkinliği için Müzekki Ahmet’e teşekkür etti. Kısaca kendisinden bahseden Kurtuluş, 1989 yılı Haziran ayında ailesinin İzmir’e göç etmesinden 1 ay sonra dünyaya geldiğini, üniversitede uluslararası ilişkiler öğrenimini tamamladıktan sonra Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Ana Bilim Dalı'nda Balkan tarihi üzerine yüksek lisans yaptığını kaydetti. Genç yazar, hocalarının kendisine neden Bulgaristan tarihi alanında uzmanlaşmak istediğini sorduklarında, “Bizim atalarımıza bir vefa borcumuz var ve biz de elimizden geldiğince bilim yoluyla bunu anlatarak vefa borcumuzu ödemek istiyoruz” diye cevap verdiğini, 2017 yılında yüksek lisans eğitimini tamamladığında tez çalışmasını kitaplaştırdığını anlattı. Kurtuluş, ”Bunun için “Zorunlu Göç” ün 30. yılını özellikle seçtim, çünkü 30.yıla bir armağan olsun istedim” dedi. 2019 yılı Haziran ayında basılan kitabın kısa sürede yoğun ilgi gördüğünü ve bir ay gibi bir süre zarfında ikinci baskıyı tekrarladığını kaydeden yazar, tez çalışmasını, 1989 yılında İzmir’e göç etmiş göçmenlerle gerçekleştirdiğini ve onlarla sözlü tarih tarih metoduyla çalıştığını, tez aşamasında Bulgaristan’da gerçekleştirilen asimilasyon kampanyasına karşı direndikleri için Stara Zagora (Eski Zağra) cezaevinde uzun yıllar hapis yatan, ülkenin çeşitli şehirlerine sürgün edilmiş ve sınır dışı edilmiş iki büyüğünü kaybettiğini paylaştı. Kurtuluş, ”Hepimizin iki tane ülkesi var. Bu yüzden gençlerimizin bu göç anılarını, göç hikayelerini özellikle okumalarını, anlamalarını istiyorum. Bu yüzden de geleceğe bir not düşürmek istedim” diye ifade etti. Kitabın üç bölümden oluştuğunu kaydeden yazar, ilk bölümde tarihî süreç içerisinde Balkanlar’dan, özellikle Bulgaristan’dan Türkiye’ye yönelik göçleri ve daha sonra Türkiye’ye yerleşmiş Bulgaristan Türklerinin göç hatıralarını ve Bulgarlaştırma süreci sırasında görmüş oldukları işkenceleri ve sergilemiş oldukları tutumu ve anavatana yerleştiklerinde başarmış oldukları işleri ve nasıl hızlıca adapte olduklarını anlattığını belirtti.

Selamlama konuşmasında Filibe Başkonsolosu Hüseyin Ergani, anma etkinliğini düzenleyen iki derneğe teşekkür etti. Bulgaristan Türklerinin Türkiye’ye “Zorunlu Göç”ün büyük bir travma olduğunu belirten Başkonsolos, “İnsan hayatında üç tane büyük travma var - ölüm, göç ve boşanma. Hepsi bir bakıma ayrılığı, yani bir şeylerden kopup ayrılmayı sembolize ediyor” dedi. Filibe kentinde de “Zorunlu Göç” ün 30. yılının anıldığını kaydeden Ergani, Bulgaristan Türklerinin nereye giderlerse gitsinler, orayı vatan yapabildiklerini, Türkiye’ye yerleşen Bulgaristan Türklerinin ülkenin kültürüne ve ekonomisine muazzam bir katkı sağladıklarını belirtti. Başkonsolos, baskıcı ve totaliter rejimin geride kaldığını ve bugün Bulgaristan’ın dost ülke olduğunu, Bulgar halkıyla çok yakın ilişkiler, diyalog yürüttüklerini ifade etti. Ergani, ”Gidiş gelişler had safhada. Ekonomik ilişkiler, siyasi ilişkiler güçlü bir şekilde devam ediyor. Burada yaşayan kardeşlerimiz, soydaşlarımız, Türkiye ve Bulgaristan arasında güçlü bir bağ oluşturan bir köprü vazifesi ifade ediyorlar. Türkiye’deki yaşayan göçmenler de Bulgaristan açısından güçlü bir köprüdür. Bulgaristan Türkleri hiçbir zaman Bulgar halkına düşmanlık etmediler, Bulgarları kardeşleri bildiler, her zaman Bulgaristan’ı kendi vatanı bildiler. Bu dostluk ve kardeşlik havasının hiçbir zaman bozulmamasını, o zor günlerin tekrar yaşanmamasını temenni ediyorum” diye ifade etti.

Organizasyon için iki derneğe ve kitabıyla vesile olan Gülbahar Hanıma teşekkür eden Başkonsolos, yazarı bir demet çiçekle tebrik ederek, kitabını imzalatan ilk konuk oldu. Gülbahar Kurtuluş, programın sonunda kendisini tebrik eden okuyuculara kitabını imzaladı.

Haberin fotoğrafları ve ayrıntıları aşağıdaki linkte...


Video Haberler

Tolga ve Selin ile yüzleşti - Aldatmak 63 Bölüm

Tolga ve Selin ile yüzleşti - Aldatmak 63. Bölüm

Dündar ait olduğu yere döndü - Aldatmak 63 Bölüm

Dündar ait olduğu yere döndü - Aldatmak 63. Bölüm