Üç Meselenin Yenisi - VII

Dili Tutulmak, Dilini Tutmak, Dile Tutunmak

yazının önceki parçası için bu satıra mausunuzla tıklatınız

- Nereye varacaksınız, sözü nereye getireceksiniz?
- Bir yere varacak değilim, hep başladığım yerdeyim. Bir yere varacak biri varsa o siz olmalısınız zahir, yeninin peşine takılmacılık sizin sanatınız. Hem laboratuvar fareniz kılmadınız mı beni, nereye gidebilirmişim sanki!
- Yani son sözünüz nedir onu alayım diyorum. Kararın infaz vaktidir artık.
- Fikri, fehme, zihne, zekaya dair yönü hem başlangıçta hem daima başat olan cihazlanmalardan bahsedeyim. Sizin sanatınızın özlü sihri orada dolanıyor zira. Komuta-kontrol sonuçlandırıcılar ve komuta-kontrol ihzariyeleri. Sonuçlandırıcılar dediğim maddi şeyler. İhzariyeler dediğim o maddi şeylerin karnındakiler. Maddi şeyler hizmetinize amade, hadimler. Gayr-ı maddi ihzariyeler ise komuta-kontrolünüze hakim olanlar. Komuta-kontrolün karnındaki hakim şeylerin herbiri ayrı ayrı ve muhtelif terettüpleriyle bi’l-umum “dijital iş”tirler şimdiki zamanda. Hadim olanlar dolayısıyla da bir dijital taşıyıcı veya kaldıraç mevz-u bahistir. Ama bunlar öyle ki ancak, sadaretefza meselelere aracı oldukları için “fuad”a aittirler neticede. Yani hem Nadiyelere hem Şathiyelere, Seciyeye rahmolan şiirle, edebiyatla ünsiyeti “can-şahdamar” ilişkisi mesabesindedirler.
- Komuta-kontrol derken şu zikrettiğiniz hegemonyanın müştemilatından, o müştemilatın esriyesinden bahsediyorsunuz galiba.
- Evet. Ama o sizden olsa olsa ancak seyirmek emsal bir manzara aksettirmekle kalacak. Siz kim esir hakkında bir ıttıla sahibi kişi kim!
- Kim imiş o kişi?
- Seher yelini, telli turnayı, hüma kuşunu iletişime hizmetli sayabilen kişi. Can alıcı bakan gözde, kaşa değen kirpikte, saza verilen düzende, söndüreceği ateşte yanan suda, çevrenin nakışında, yelkende, atta ilahiri nice halde halıçta komuta okuyabilen kişi.
- Bi’tek bizimle iletişime kapalı ve bi’tek bizim komutamıza aykırı şu kişi ha… Dilini tutmayan o densizlerin dili tutulsun emi!
- O kişinin doğuşu milletinin mütemadiyen doğuşu gibi nesillerinin birbirlerine halife olarak doğumlarına taşıyıcı duran dili iledir. Ki onun iletişimi ve komuta okuyuşu karşısında ayakta kalamayacaksınız. O sebeple son sözümü komuta-kontrolden açıyorum. Diline tutunmayacak da sizin komutlarınıza mı tutulacakmış!
- Ee.
- Eesi şöyle. O kişinin yerdeki biricikliği dünyadaki sair ademe hemayar olmayışı ile ancak dilinden, iletişim biricikliğinden tebarüz eder. Milliyeti ile enformasyonizminize arzedilmesi muhaldir. Yaşadığı yer de tuttuğu iş de bu yüzden biriciktir.
- Avuntunuzdan ibaretsiniz büsbütün, acıyorum artık size.
- Norbert Wiener’iniz yazdı değil mi sizin şu düzmecelerinizin kanun kitabını?
- Cybernetics: Control and Communication in the Animal and the Machine. Onu mu söylüyorsunuz?
- Evet çevirdiğiniz şu dümenin kanun kitabından söz ediyorum. Adı üstünde dümen-cyber.
- Ee n’olmuş?
- Kopernik’iniz asumanı, Darwin’iniz canı, Freud’unuz ruhu, Maxwell’iniz cevheri bi’dümene uydurdular Wiener’iniz de o yolda iletişimin canına okudu: ha hayvan ha makine ikisinde de aynı hesap diyor hazret. Maxwell’iniz quantum’u Wiener’in cybernetic’i enformasyonun tahrifinden hadis dijitalizm yahut enformasyonizm değil mi sizin bütün hem vaadiniz hem silahınız?
- Diyelim ki öyle…
- Ne dijital ne enformasyon necistir lakin istikbaran, ağniyan neye dokunsa murdar ediyor. Meydanı işbu yapışmış davuna bırakmayacak tek lisan Türk Milleti’nde mevcuttur ve Türk’ün Dili’dir enformativiteyi, konnektiviteyi, komünitiviteyi enformasyonizme bırakmayacak tek beşeri kuvvet diyeceğim son söz olarak.
- Bu kadar mı yani! Biz bilgilerimizi eskiden de işliyorduk diyordunuz zaten.
- Evet biz bilgilerimizi eskiden beridir işleriz. Madem öyle dijital-analog ayrımı üzerinden bilgiyi işlemek meselesinin künhüne tekrar vurgu yapmanın çok da matah sayılmasına mahal yok yani demeye hakkınız var mı sanıyorsunuz? Böyle bir hakkı kullanarak bilgiyi işlemek araçlarıyla ve hizmet arzlarıyla bilgiyi işleme gailelerini suiistimal edenlere yol verilmesini istediğinizi hiç saklamıyorsunuz bile anlaşılan.
- Böyle bir hakkım vardır yahut size göre ben ne dediğimi, yaptığımı bilmiyorumdur, hangisi acaba!
- Muhtelif mesleklerin cemiyete teklif ve teslim ettiği lügatlerle işleyen lisanları o cemiyetin dilini inşa ede ede yine cemiyete gelenek ve hüviyet kazandırdığı inkar edilemeyeceğine göre, o mesleğe katılan dijital taşıyıcılar mesleğin lisanını da cemiyetin dilini de değiştirecektir. Tabi sizin gelenekle işiniz yok! Niye beni dinlemeye tahammül ediyorsunuz anlaşılır şey değil bana.
- Neyse, siz devam ediniz.
- İşte, mesela bir ayakkabıcının lügatinden midir artık o mesleğin dijital bi’şeylere tahvili suretiyle tulu eden lisan? Dijitalin katıştığı ayakkabıcılık, ayakkabıcılık lügatine bi’kelime eklemiş midir? Eklediyse onlar hangi kelimelerdir? Yoksa dijital icaplarla türeyen kodlar, düğmeler işaretler ve bunlara emsal “san ki”ler midirler “say ki”ler midirler? Üçgen diyoruz demesine ama küre, daire hâlâ yerinde duruyor!
- Yani…
- Bilgiyi işlemek zihne ve izana ait bir iştir. O işin kelimeleri ya tastamam yeni türetilmiş yahut türetilecek kelimelerdir. Veya mecaza, istiareye ve benzeri vasılaya bindirilen hazırdaki kelimelerdir. Bu meyanda ecnebiden ithal yolla yani tulu’unuzdan gayrı yolla gelen kelimenin bir mecazınıza isim kılınmasına, imal edilmesine bakmalıdır en azından. Bu da gelmiyorsa elinizden siz artık zihne ve izana nevaziller kaptırakalacaksınızdır. İsmet Özel “trafik işaretlerinin de bir dili temsil ettiği gerçek; ama şiirin trafik işaretleri türünden bir dille yazılmadığı ahmakların da fark edebileceği kadar bariz” diyor. Cemiyete gelenek kesbettirmeye münasip ve hüviyet, şecaat ve hatta seciye teslimi-tesellümüne layık ne gibi cihetleri var dijital sabıkaların? Tedavüle sokacağı ve soktuğu nesi var ki onlar bir lisan doğuruyor, lügat doğuruyor hem güzelinden hem düzgününden diyerek nazar etmeli.
- Ne alaka efendim ne alaka, sadede geliniz.
- Sadedin sedadı şu ey herifçioğlu: Sizin Yeni Türkiye ancak ve ancak dijitalizme, enformasyonizme tabiyete hem mecbur hem onu şart koşuyor. Mesela trafik lambalarına uyarak duran yahut yol alan kişinin gözü önüne ne gibi bir propaganda açılacağını algoritmiklere bağlayan tertibatlarla kompleksif işleyen bir Türkiye sizinki. O kişi niçin trafik lambalarına itaat edilmesi gerektiği bilinci içinde körleşmiş bir halde artık bir trafik lambasının onu niçin orada ve o dakikada durdurduğuna muttali olmayı önemsemiyor. Ve kendisi yol almaktayken hangi tür ve durmaktayken hangi tür propagandaya malzeme edildiğini de bilemiyor. Yahut onun gözüne gözüne hangi propagandanın hangi hareket halindeki bir vasıta içindeyken işlemeye başlayacağını tayin eden bir enformasyonizmden, o kişilerden müteşekkil cemiyete ne çıkar düzgün ve güzel bir kelime olarak! diye sor bakalım kendine diyorum. Senin Yeni Türkiye marka şehirler, akıllı şehirler… binalarıyla, arabalarıyla, tesisatlarıyla, işletmeleriyle, elbiseleriyle, ayakkabılarıyla akıllandırılmış bir donatıma azmedişin adı değil mi?
- Evet, öyle.
- E o zaman cevap verin soruma: Bu dijital aleminizde mündemiç ahenginiz hangi dili haizdir, hangi kelimelerle konuşturmaktadır insanları? İnsana, etrafını ona en uygun hale yükseltmeye yarayışlı dijitalizminiz içinde yaşayan insana; halini soracağınız, halini söyleyeceği nasıl bir dil, lisan, lügat teklif ediyorsunuz?
- …
- Susarsınız tabi.
- Hayır suskunluğumu yanlışa yormayın. Nutkum tutuldu. Siz bir bilgiişlem uzmanı olarak dijitalleşme muhalifi hatta muarızı olarak konuşuyorsunuz karşımda ya, işte onu anlayamadım. Ne dediğinizi siz bilmiyorsunuz esasen.
- Olur mu canım, size mi konuşuyorum sandınız! Ben içimdeki size söylüyorum. Kendimle hesaplaşıyorum ben. Siz kim sanıyorsunuz kendinizi, ki, beni sorgulamanızı kabul edecekmişim!
- Bir figüranım yani karşınızda!..
- Rolünüzü iyi oynayın, madem anladınız devam edeceğim müsaade etmeseniz bile.
- Haydi bakalım.
- Dijitalleşme “bir işimizin dijitalleştirilmesi” ama yine de “o iş” olarak kalması demektir. Ama dijitalleşme ile “dijital iş” birbirinden ayrı şeylerdir. “Bir işin dijitalleşmesi” o işin bütün işlemlerinin bir bir başka kaldıraca eklemlenmesi ve yahut taşıyıcıya bindirilmesi iken, “bir dijital iş” tamamen nevzuhur ve dijital marifetlerle, yetkinlikle ancak yapılabilir işi ve hem de önceden beri non-dijital gelegiderken dijitalde muadili/mukabili/ikamesi vaki işi kasteden tabirdir. Non-dijital muadili pazardan çekilmiş ise işte o zaman bir işin dijitalleşmesi tabirinin karşılığı düşer ki oraya da muadil iken müstakile geçen “dijital iş” gelir oturur.
- Açıklayın.
- Sorularla açıklayayım: Muhtelif meşgale, muamele ve gederek mesleklerin indirildiği taşıyıcılar olarak mı kaladurur dijital marifetler yoksa; bir meslek şubesi mi tulu ediyordur, yahut mevcut meslekleri mi dönüştürüyordur, yahut yeni yeni meslekler mi doğuruyordur?
- Üçüne de evet diyeceğimiz haller yok mudur peki?
- Yoktur. Bu sorulara hangi kelimelerle cevap veriyorsak o kadar değer atfedelim. Yeni bir meslek doğuyorsa onunla aynı sıra doğan (birkaç tane olsun) kelime, vereceğimiz o cevaba girecektir. Bir mesleği dönüştürüyorsa eğer eski adıyla anılmakla beraber biçimi veya maddesi başka bir eşyayı katmışız demektir cevaba… o eşyanın kelime karşılığı çoğalmıştır. Mesleğin dijital bir şubesi doğuyorsa eğer yeni bir kelime doğmuyor demektir. Şube ise o dijital bir kaldıraçtır. Dönüştürücü ise yani muadele varid ise taşıyıcıdır. Yepyeni ise işte o dijital iştir.
- Zanaat işi, sanayi işi dijital iş sınıflaması kalkar mı kalkmaz mı muhaveresi yapmak isteyen mi var sanıyorsunuz siz?
- Ne öyle bir zanna mağlubum ne de sizin gibi homini gırtlak yutucuyum. Yeni Türkiye’nin yani onun yenisinin de kaldıracının da taşıyıcısının da künhüne oturtulan dijitalin “dilimize ne kattığına” bakarak muhasebesini yapıyorum. Dilimize kattığı bir şey var diyorsak o yeni; kelime, mecaz, istiare, kinaye, cinas eklemesi olabilir zahir. Dilimize kattığı mefhum aramızda dolaşma, aramızdaki dallaşmaya ve dalaşmaya katılma mevkii var ki katılmıştır. Aksi halde ne o dijital ne de sizin Yeni Türkiye’niz bizim herhangi şeyimiz olur diyorum.

Yazarın Diğer Yazıları

Şehir, Yönetimin Konusu Değil Yönetenin Ta Kendisidir

Aday Seçilen

Murat - Mürted - Mir'at

Para Nedir?

Siz Yazmış Olun

Niye Bu Hale Düştük?