İktidarınız Mı, Kültürünüz Mü?

O ancak telaffuz mesabesinde ise abesle iştigalde inat ediyorsunuz demektir. Kültürünüz zihniyetinizdir, yani iktidar gücünüzdür. Bugünkü manzara islamlaşanın da modernleşenin de belli bir tek iktidarın bi’l-umum güçlerinden olduğunu tebarüz ettiriyor.

İktidarınız mı, kültürünüz mü? İktidarınız mı kültürünüz? İktidarınız kültürünüz mü? Birbirine müteradif iki tembih sözü tahrir edelim ve “modernizm” ile “islamizm” levhalarının altlarında müstakilen ehemmiyet tahmil-tahvil-tedvin işlerinin foyasını meydana çıkaralım: 1) Modernistlerin iradelerini tatbike muvafık mekanizma organizasyon-otomatizasyon idi. Böylece her türden inkılabı-ihtilali siyasaldan kültürele yapı değişiklikleriyle, atılımlarıyla topluma benimsetebilirlerdi. Bunu başardılar ve dahi herkese sandırdılar ki bu modernitenin başarısıdır. Oysa başarı ne organizasyonun ne modernitenin, başarı siyasal iktidarı ele geçirmenin yani siyasal gücün başarısıdır. Kuvvetle muhtemel organizasyona mugayir nice beceriksizlikler sadır olmuştur ellerinden. Bu ihtimali genişlemeleri içererek gelen her yeni günün olanaklarına arzedince eski beceriksizlikler tebellür etmektedir zira. 2) İslamistlerin iradelerini tatbike muvafık mekanizma entegrasyon idi. Böylece her türden inkılabı-ihtilali siyasaldan kültürele yapı değişiklikleriyle, atılımlarıyla topluma benimsetebilirlerdi. Bunu başardılar ve dahi herkese sandırdılar ki bu islamlaşmanın başarısıdır. Oysa başarı ne entegrasyonun ne islamlaşmanın, başarı siyasal iktidarı ele geçirmenin yani siyasal gücün başarısıdır. Kuvvetle muhtemel entegrasyona mugayir nice beceriksizlikler sadır olmuştur ellerinden. Bu ihtimali genişlemeleri içererek gelen her yeni günün olanaklarına arzedince eski beceriksizlikler tebellür etmektedir zira.

Modernizm ile islamizm levhalarının encamları iktidar cinsinin nevilerinden olduklarını gösteriyor mu göstermiyor mu sizce? Tabi eğer modernizasyonu Kopernik’ten, Descartes’ten veya sultan III. Selim’den, sultan II. Mahmut’tan, Mustafa Reşit Paşa’dan veya o hesap islamizasyonu da sultan II. Mehmet’ten, Sultan II. Abdülhamit’ten, Said Halim Paşa’dan evvele müteallik teati edemiyorsanız “yıldızları barışık değil bunların” diyeceksiniz muhakkak.

Modernleşme de islamlaşma da hitabı itibariyle bir tefekkür cehdi, ve tutumu itibariyle bir terbiye azmi ile vücut ve kıyafet husule getirir, getiriyor. Biz bunları “zihniyet” tabirinde cem edelim. Nasıl ki organizasyon veyahut entegrasyon sanılan şey esasen “iktidar makamıdır” aynı hesap organizasyonun veya entegrasyonun fiili-salı olan zihniyet ise gerçekte “iktidar gücüdür”. Yani işlemde, işleyişte, işletimde, oluşta, olduruşta yoksa bi’şey o şeye dair zihniyetten bahsedemezsiniz. Zihniyet güç iktiza eder. Mahal-mekan istilzamını akla getirin anlamanız kolaylaşacak. Mekan bir mahal açar açmasına ve fakat muhalde mekan hiç yoktur: her mekan bir ahval üzredir, içredir.

Bu gevezeliği şu söze istinatgah olarak yaptık: Kültürünüz zihniyetinizdir. O ancak bir telaffuz mesabesinde ise abesle iştigalde inat ediyorsunuz demektir. Kültürünüz zihniyetinizdir, yani iktidar gücünüzdür. Bugünkü manzara islamlaşanın da modernleşenin de belli bir tek iktidarın bi’l-umum güçlerinden olduğunu tebarüz ettiriyor. Ezan okunan yerlerde de okunmayan yerlerde de o aynı iktidarın gücü geçiyor, geçerli.

Manzara iktidarın muntamazan cari ve sari olduğunu gösteriyor. Yani genişleyerek yayıldığını ve aynı sıra yayılarak genişlediğini gösteriyor. Yayılmasa sadece genişlese neyse. Genişlediği sayeden yaygınlaştığı görülüyor hatta. Bu bir tek iktidarı Lewis Mumford “güç beşgeni” ve “mega makine” tabir etmişti. [Acizinizin Mumford’dan şerh ve tercümeleri işaret etmeliyim burada: https://bilgitoplumu.wordpress.com/?s=mumford&submit=]

Genişleme (ittisa, expansion) parça parça, tane tane, kuruş kuruş, adım adım, doğa doğa, üreye üreye artmadır, çoğalmadır. Yayılma (intişar, extension) uzayarak, serilerek, akarak, ulaşarak artmadır, çoğalmadır. Genişleme parçaların çoğaltılması, yayılma mevcudun büyümesidir.

Zihniyetin genişlemek sayesinde yayılarak yahut yayılması sayesinde genişleyerek daha da güçlenmesinin aynı şeyler olmadığını bilmek mısmıl zihniyet – murdar zihniyet yani Rabb’in terbiyesi – Lordlar’ın terbiyesi ayırımını yapmaya yarayışlıdır. Zaten ancak bu yarayışlı mihenk ve ölçekleri kullanabilirsek kültürümüze bulaşmış necasetten ve makamımıza sızmış habisten taharetlenebileceğizdir. Türk Kültürü, Müslüman Kültürü, Anadolu Kültürü, Rasulullah Terbiyesi, Osmanlı Kültürü ilahiri zarflarda dolu dolu piyasa eden şeylerin epeydir bozuk olanını ve daima taze olanını başka türlü ayıklayamayız. Pirincin içinde beyaz taş çok. (17 Eylül 2018)

Yazarın Diğer Yazıları

Döndürülen Dolaplar Ve Dolaplara Doluşanlar

Şehir, Yönetimin Konusu Değil Yönetenin Ta Kendisidir

Aday Seçilen

Murat - Mürted - Mir'at

Para Nedir?

Siz Yazmış Olun