And İçen Talebeleri Vardı Memleketin

Türk istiklâli sözünün İslâm’ın siyasi ve askeri gücüne atıfta bulunduğunu sadece fâsıklar, münafıklar, hainler bilmezden geldi.

And içmeyenin istiklali de istikbali de olmaz. Hayatları fizyolojik, biyolojik, kimyasal atıflarla örülü kişiler ne ırkından canlı olduklarına takıldıkları için veyahut milliyetten nasipsiz oldukları için Türk İstikbali mefhumesinden rahatsız oluyorlar, vehme düşüyorlar.

Başlangıcı olan 1933 yılından 1972 yılına kadar "öğrenci andı" şöyleydi:

Türküm,
Doğruyum,
Çalışkanım!
Yasam;
Küçüklerimi korumak,
Büyüklerimi saymak,
Yurdumu milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm yükselmek ileri gitmektir.
Varlığım;
Türk varlığına armağan olsun.

İsmet Özel çok isabetle işaret etmişti: "..Türk istiklâli sözünün İslâm’ın siyasi ve askeri gücüne atıfta bulunduğunu sadece fâsıklar, münafıklar, hainler bilmezden geldi. Aynı fâsıklar, münafıklar, hainler Türk varlığına husumet besledi..". Yine vurguyla: "...Soruyorlar: Neden benim varlığım Türk varlığına armağan olacakmış? Bunu Türkiye Cumhuriyeti diye bir teşkilâtın mevcut ve müessir oluşundan tedirgin olan herkes sual ediyor. Calib-i dikkat olan tedirgin olunan teşkilâtın kaymağını yıllar boyu aynı kimselerin yemiş ve halen de yiyor oluşudur. 1933 yılının 23 Nisanında doğan andımızın müellifi Maarif Vekili Reşit Galip Mustafa Kemal’in yüzüne karşı: “Ne bu saray, ne de bu sofra sizin babanızın malıdır. Hem bu saray millete aittir, hem de bu sofra. Milletin sofrasından beni kovamazsınız” diyen kişidir. Açık paket karşısında bir şeyler anlayacak halimiz kaldı mı? Ne zaman vardı? Saray dedikleri Avrupa’dan ödünç alınan parayla finanse edilmişti ve o günkü kadroda yer kapmış kimselerin bir yer paylaşamadıkları sofrada rakı içiliyordu. Her çağda Türk milletinin başına küfre, kâfire yaltaklanma keyfiyetsizliği belâ açtı. Küfürce, kâfirlerce şımartılmışların kifayetsizliği her çağda Türk milletini sakatladı... Türkiye’de nasibini küfre yaltaklanmaksızın arayan ve olanca ehliyeti İslâmî müktesebatıyla teşekkül etmiş kaç kişi var? Onlar varlıklarını Türk varlığına armağan etmekten imtina ediyorlar mı?". Şairin bu sözlerinin tamamı şuradadır: http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/Yazi.aspx?YID=911&KID=52

alemihaberAnaliz - Tahsin Yılmaz