Şair Ve Dergisi

Bir Dergi 200. Sayı, Bir Şair 30. Yıl

İstanbul BirNokta Edebiyat Dergisi camiaı kurucu yayın yönetmeni Şair Mürsel Sönmez'i hatır edecek. 21 Eylül 2018 Cuma günü Üsküdar'da Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde tertiplenen toplantı saat 19.45'te açılacak.

Bu vesile, Mürsel Sönmez'in artık "mütekait yönetmen" olarak derginin her nüshasına tahrir ettiği sunuş makalelerinden 200'üncüsünü buraya alıntılıyoruz:

"Dergimiz BirNokta, Eylül 2018 itibariyle iki yüzüncü sayısına ulaşmış bulunuyor. Her ne kadar nicelik nitelik muammasını nitelik lehine yorumluyorsak da, nicelikteki bizâtihî niteliği de önemli ve değerli buluyoruz. Dile kolay, gerçekten dile kolay iki yüz sayı ve yirmi yıla yakın bir süre inanç, ısrar ve inatla yürümüş olmak! Bunu aynı zamanda düşünsel, inançsal, hassasiyet ve güzellik görüşünden sapmadan yapmak! Alçak gönüllük yapmadan söyleyelim ki, okuru yazarı ile “BirNokta Ailesi”nin başarısıdır bu.

BirNokta; öncelikli olarak Edebiyat ve Diriliş Dergileri ile bu toprakların öz ruhuna yaslı tüm verimlerin ilhamıyla varlık alanına çıkmış bir dergidir. Aynı ekibin daha önce çıkardığı Kardelen ve Düşçınarı’nın devamı niteliğindedir. Hep yazıp söylediğimiz gibi “istidâd-ı ezelî”si söze/kelama yatkın ve yetkin olup, yazarak büyük hayat oyununa katılmaya “mecbur” yazar ve şairlerin “zuhur” alanıdır. Bu zeminde hakikate sadakati sözle göstermek; düşünce ve muhayyilenin kişiye özel sınırsız ufuklarında gezinmek, bunu sözcüklerle varlık katmanına taşımak “kaderimiz” oldu. Hayata böyle katıldık, dünya gurbetine böyle katlandık, tıpkı Leylâ’sını arayan Mecnun gibi zor zamanlarda, sarp yokuşlarda, dar vadilerde bağıra çağıra şarkılar söyledik.

Görünmez giyotinlerle insanların başlarının alındığı, zulmün sömürünün bütün bir insanlığı çıkar çarkının parçası kılmak istediği ve “en çok insanın öldürüldüğü” bu çağda isyan oldu sözlerimiz. Hayata, varlık ve oluşa dair hakikatten uzaklaştırıcı yalanları büyütüp ellerindeki geniş imkânları kullanarak insanlığa kabul ettirmek isteyen Batı merkezli “Küresel Kötülük”ün soyut öldürümlerine karşı insanî olanı, yani “saf” edebiyatı yaşatarak bir direniş yordamı ortaya koymaya çalıştık. Tüm beşerî uğraş ve hayat alanlarına sömürgen amaçları doğrultusunda klonlayan egemen dizgenin “edebiyata karşı edebiyat” diyebileceğimiz sahte metinlerine, GDO’lu yapay yazarlarına ve şöhret zaafıyla onlara biat eden kompleksli kalemşörlerine sırt çevirerek canımızdan damıttığımız sözler söyledik. Evreni, dünya ve içindekileri ve insanı tesadüfler kumpanyasının figüranı sayan körlüğe düşmedik. Varlık alanına çıkmış her bir şeyin anlamı olduğu, “saçma”nın yer bulmadığı bir inanış ve görüştü bizimkisi. Edebiyat da bu anlamlar düzeninde anlamlı idi ve anlamı da “değer”di. Bu bilinçle iki yüz sayı yürüdük, emek verdik, emeğimize “değdi” de.

Bunca zaman süren yolculuğumuzdan adlarını tek tek anmakta zorlanacağımız çok sayıda kalem erbabı bize yoldaşlık etti. Var olsunlar. Birçoğu şimdilerde dergimizde değiller ama değişik dergi ve mecralarda yazmayı sürdürüyorlar. Bu bizim için memnuniyet vericidir. Aynı yöne bakmak sevinci, bir arada olmamak hüznünden daha güzeldir. BirNokta’yı ananlar, duyuranlar, her sayı eleştirileri ile destekleyen dostlarımız da oldu, onlar da var olsunlar. Zamanla her insan ve topluluk gibi yılgınlık ve yorgunluğa düştüğümüz olduysa da, “ne yaptığını bilen ve izah edebilen bir dergi” olmak bilinci ve yeryüzü maceramızda verilen rolün gereğini yerine getirmek inancı düşmemizi, durmamızı engelledi.

Bu toprakların ruhuna sadakat gösteren ve aynı duyarlıkları paylaştığımız “refik”imiz dergilere iyi niyetle bakıp değer verdik. Görünmekten çok görmeyi önceledik. “İstiğna” ehli olmak bizi hep özgür kıldı. Bakış bulandıran dedikodulardan, yıkıcı eleştirilerden kaçındık. Bunca zaman eleştiriye uzak duruşumuz “adalet”i incitme kaygımızdan kaynaklandı. Çünkü, benliğimizdeki karanlık labirentlerden haset yılanı mı çıkar, kibir akrebi mi bilmiyoruz. Ayrıca, bir edebi metnin incelenmesi, irdelenmesi ve eleştirilmesini sahih zeminde yapabileceğimiz usul de kalmadı bu usulsüzlükler çağında. Hayatın ahenginin bozulduğu bir zeminde, bu “usul” işini hale yola sokmanın zor olduğunu görmekteyiz. Dileriz, şana şöhrete; övgüye yergiye tok bir sanatçı ahlakı oluşur ve gelişir de “beşer mahsulü” yazıp çizdiklerimiz “eleştiri” terazisinde tartılıp daha da güzelleşir.

İnternet, sosyal medya vb’nin edebiyat dergilerini “yok” edeceğini düşünmüyoruz. Her oluş kendi yatağında akışını sürdürür. İnsan benliğinin parçalandığı ve gelecek kaygılarının insanı zehirlediği günümüzde, edebiyat dergisi okuru zaten olabilecek en asgari seviyede. Sürekli önüne yeni oyuncaklar konulan insan, bir gün yaralarına merhem aramaya çıkacak ve edebiyat alanına da gelecektir. Yeter ki edebiyat, insanı insanlıktan çıkarmaya çalışanların aletine dönüşmesin, yeter ki özgürce ve kendi doğasına uygun olarak insana kendisini anımsatsın.

İki yüzüncü sayımız doğaçlama bir özel sayı oldu. Gönlümüzce geçmişi ve geleceği harmanlayan yazılar yazdık. İnsanı kendisine, insanı insana yaklaştıran, yakınlaştıran sözlerle bir umudun yaşamasına katkı sağlamak çabasındayız. Her insan “özel”dir, her insanda mutlak hakikatten bir nakış vardır ve bu nakışlar desenleri oluşturur ve o desenler de bir büyük birlik tablosunu: Varoluşun köken birliği, var edişin “tek”lik makamını. Şöyle de söylenebilir: Tek tek hücrelere kapatılmış insanların hücre kapılarını açarak insandan insana sevinç taşımak, ya da, en azından, hücre duvarlarını yumruklayarak ıssızda ve yalnız olmadıklarını hatırlatmak. Veya, sevgilinin sokağında aşk şarkıları söylemek. İşimiz bu bizim: İşi dille zehirlemek olanın dili dışında dil inşa etmek! Yaşadığımız düşünsel ve duygusal çöllükte Türkçe’nin cıvıltılı sesiyle yağmur duasına çıkmak! BirNokta iki yüz sayıdır hançeresi yırtılırcasına bunu yapıyor. İyi ediyor.".

Bir Dergi 200. Sayı, Bir Şair 30. Yıl

alemihaberEdebiyat - Tahsin Yılmaz

Edebiyat Haberleri

Cengiz Dağcı'nın kaleminden "Benim Gibi Biri" romanı

Muhyiddin İbnü'l-Arabi'nin hikmetli sözlerinden alıntılar

Cahit Külebi'nin en çok sevilen 35 şiiri

Türk lehçelerinde "bağımsızlık"

Anayasa Mahkemesi'nden Zühtü Arslan'a Armağan

Özdemir Asaf'ın en çok sevilen 50 şiiri

İhsan Oktay Anar'ın kaleminden yaşanmışlığa dair alıntılar

"Eve Dönemezsin" romanından alıntılar

Natsume Soseki'nin Ardından kitabından alıntılar

Video Haberler

Aldatmak 67 Bölüm Fragman quot Beni delirtmeyin ya quot

Aldatmak 67. Bölüm Fragman | "Beni delirtmeyin ya!"

Ümit acı gerçeği gözleriyle gördü - Aldatmak 66 Bölüm

Ümit acı gerçeği gözleriyle gördü - Aldatmak 66. Bölüm

Sezai Oltan'a İpek'in hamile olduğunu söyledi - Aldatmak 66 Bölüm

Sezai, Oltan'a İpek'in hamile olduğunu söyledi - Aldatmak 66. Bölüm